Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/14772 E. 2015/20056 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14772
KARAR NO : 2015/20056
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : ………………. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, prim alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin alacağı ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin çalışma süresinin 01.03.1998- 16.01.2009 tarihleri arası olup, son görevinin idari işler uzmanı olduğunu, iş akdinin işveren tarafından kötüniyetli ve haksız olarak feshedildiğini, iş akdinin feshi tarihine kadar dönemdeki çalışmasının karşılığı primin kendisine ödenmesi gerekirken ödenmediğini, müvekkilinin her gün sabah 08.30 da işe başladığını, ara dinlenmesi yapmaksızın çalıştığını, çalışmanın işin gereği çoğunlukla 24.00’te sona erdiğini, haftanın 7 günü ve resmi tatillerde de aynı şekilde çalıştığını, davalı işverenin bu fazla çalışmaya ilişkin ücretlerin bir kısmını ödediğini, gerçek fazla çalışma sürelerinin ödenmediğini, bir kısmının ödendiğini, fazla çalışma gün ve saatlerinin işyeri kayıtları ve işe giriş çıkışta basılan kart uygulamaları ile belli olduğunu ileri sürerek, ödenmeyen prim (ikramiye) alacağı, fazla çalışma ücreti, genel tatil alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ile hafta tatili çalışma ücreti alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; müvekkili şirkette bir takım çalışanların yıllık hedefler ve anılan hedeflerin tutturulma oranları doğrultusunda belirli tutarlarda prime hak kazandıklarını, anılan primin haftalık, ya da aylık olarak değil, yıllık hedefler üzerinden belirlendiğini, prime hak kazanmak için belirlenen hedef yılının sonunda şirkette çalışıyor olmak gerektiğini, hedef yılı sona erdiğinde ve hedeflere göre elde edilen oranların hesaplanması aşamasında işyerinde çalışmayan bir personel için prim ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını, prime hak kazanmanın koşulunun prim yılı sonunda belirlenen hedefin tutturulması ve halen işyerinde çalışıyor olunması olduğunu, hedef oranlarının belirlendiği tarihte işyerinde çalışmakta olan davacının hedef yılını doldurmadığı ve hedeflerdeki başarı oranlarının tespit edildiği süreçte işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının prim alacağına hak kazanmasının mümkün olmadığını, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği ve davacının işe iadesi talebiyle işe iade davası açtığını, bu davanın halen derdest olup, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, bu dava sonucunda davacının lehine sonuçlanması halinde prime hak kazanıp kazanmayacağının hesaplamaya tabi tutulacak olduğunu, davacının işçilik alacakları yönünden müvekkili şirketi ibra ettiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile hafta tatili alacaklarına % 40 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı, fazla mesai alacakları yönünden ise tüm alacağın işveren tarafından ibraz edilen giriş-çıkış kaydına göre hesaplanması nedeniyle hakkaniyet indirimi yapılmadığı belirtilerek, bozma öncesi kararda belirtilen gerekçeler ve bozma kararı kapsamında alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.
Bozmadan önce verilen kararda kayıtlara dayanılmasına rağmen fazla mesai ücretinden de indirim yapılmıştır. Kararı davacı temyiz etmemiştir. Bozma ilamında da kararı sadece davalının temyiz etmesi nazara alınıp, davalının usuli kazanılmış hakkı gözetilerek fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil ücreti alacaklarının yeniden değerlendirilmesine işaret edilmiş olması karşısında, mahkemece fazla mesai hesabının işyeri giriş-çıkış kayıtlarına dayanılarak hesap edilmesi nedeniyle bozmadan önce yapılan %40 hakkaniyet indirimin bu kez yapılmaması ve bu şekilde davalı lehine usuli kazanılmış hak gözetilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilip, fazla mesai ücret alacağından ilk kararda olduğu gibi %40 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.