YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14491
KARAR NO : 2017/18427
KARAR TARİHİ : 16.11.2017
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(İŞ)
DAVA : Davacı-karşı davalı kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine, davalı-karşı davacı ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı ….. Sürücü Kursu’nda 27.06.2005 tarihinde işe başladığını, 26.10.2010 tarihine kadar kesintisiz olarak uzman ve usta öğretici sıfatıyla 5 yıl 3 ay 29 gün daimi işçi olarak çalıştığını, davacının iş akdinin davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak bugüne kadar ödenmeyen fazla çalışma ve fazla süreli çalışma ücretlerinin ödenmemesinin akabinde istifaya zorlandığını, noter huzurunda zorla ibraname alınmaya çalışıldığını, davalı tarafından bu ücretlerin davacıya hiçbir zaman ödenmeyeceğinin söylendiğini, sabah 08:30’dan akşam 18:30’a kadar Cumartesi günleri sabah 09:00’dan akşam 14:30’a kadar ayrıca her ayın iki Pazar gününde 09:00’dan 14:30’a kadar çalıştırıldığını, 12:00 ile 13:00 arası yemek saati olarak belirlendiğini, yemek ücretlerini davalının değil kendisinin karşıladığını, en son aldığı ücretin net 863,00 TL olduğunu, resmi ve dini bayramlarda çalıştırıldığını, yıllık sadece 5 gün izin kullandığını, haftalık çalışma süresinin 40 saat olarak belirlenmiş olmasına karşın davacının en az her hafta 52,5 saat çalıştırıldığını ancak ne fazla çalışma ne de fazla süreli çalışma ücretinin ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı alacağı, fazla süreli çalışma alacağı, fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti ve Karşı Dava:
Davalı vekili, davacının ücret alacaklarının beş yılı geçenlerinin zamanaşımına uğradığını, istifa dilekçesi imzalayarak işten ayrıldığından kıdem tazminatını hak etmediğini, davacının kendi adına 15.10.2010 tarihinde rakip şirket kurduğunu, ve 25.10.2010 tarihinde
istifa ettiğini, dosyada Keşan Ticaret Odasının kayıtlarının bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, fazla çalışmasının bulunmadığını, haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğunu, öğle yemeği için bir saat izni olduğunu, davacının yıllık izinlerinin çoğunu kullandığını, davalı işyeri Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olduğu için resmi ve dini bayramlarda çalışmanın olmadığını, davacının maaş alacağının olmadığını, asgari ücretten çalışmalarına ait ödemelerin bankadan yapıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuş,
Karşı dava olarak, davacının işi ihbarsız olarak bırakıp gittiğini, aynı işi yapmak üzere şirket kurup rakip bir sürücü kursunu devraldığını, çalışma taahhüdünü yerine getirmeyerek işvereni zor durumda bıraktığını belirterek la ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ve maddi tazminatının davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı işçinin davalı iş yerinde 27.06.2005 – 26.10.2010 tarihleri arasında toplam 5 yıl, 3 ay, 29 gün süreyle usta öğretici olarak çalıştığı, çalışmasının eylemli ve kesintisiz olduğu, iş sözleşmesinin işçi tarafından ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle feshedildiği, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılmayacak şekilde sona erdiğini ispatlayamadığı, davacının iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayandığı, davalı işveren iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, yani tazminat gerektirmeyecek şekilde son bulduğunu kanıtlayamadığından davacı 27.06.2005 – 26.10.2010 tarihleri arasında toplam 5 yıl, 3 ay, 29 gün hizmet süresinin karşılığı olan kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı iş yerinde haftalık toplam çalışma süresinin 44,5 saat olduğu, davacının haftalık 45 saati aşan çalışması bulunduğu ispat edilemediği, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davacının haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu, bu nedenle 40 saati aşan çalışmaların % 25 artırılarak ödenmesi gerektiği, davacının fazla süreli çalışma alacağının haftalık 4,5 saat olduğu, davalı iş yerinde haftanın 6 günü çalışıldığı ve kesintisiz 24 saat dinlenme için izin verildiği, davacının, davalı iş yerinde dini, ulusal ve resmi bayramlarda çalışmadığı, davacının toplam 70 gün süreyle ücretli yılık izin kullanması gerekmekte olup 45 gün izin kullanmadığı, davalı işveren davacı işçinin yıllık izinlerini kullandığını gösterir imzalı izin defteri veya izin formu ya da işyeri giriş ve çıkışları gösteren çizelge gibi eşdeğer bir belge veya fesih ile birlikte yıllık izin ücretinin ödendiğini gösterir davacının imzasını içeren yazılı bir belge sunamadığı, karşı dava yönünden ise davacı tarafın ücret alacakları ödenmediği için iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, işveren açısından ihbar tazminatı oluşmadığı, işverenin kötüniyet tazminatı isteyemeyeceği gerekçesi ile davacı işçinin kıdem tazminatı, izin ücreti ve fazla sürelerle çalışma ücret alacağının kabulüne, tatil alacaklarının reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı-karşı davalının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip etmediği ve kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
İş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini işçi iddia ettiğinden genel ispat kuralı devreye girer ve işçi bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu nedenle mahkemece bu konuda çelişkiye düşülerek davalı-karşı davacı işverenin iş sözleşmesini tazminat gerektirmeyecek şekilde son bulduğunu kanıtlayamadığı gerekçesine yer verilmesi isabetsizdir.
Diğer taraftan mahkemece davacının 40-45 saat arası fazla sürelerle çalışma ücretinin ödenmediği gerekçesi ile davacı karşı davalı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği gerekçesi ile kıdem tazminatının kabulüne ve karşı davada ihbar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı işçi, davalı işverene ait 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabi işyerinde usta öğretici-direksiyon öğretmeni (Sürücü kursu veren-eğitim elemanı) olarak çalışmaktadır. Davacı ile 5580 sayılı yasanın 9. Maddesi kapsamında imzalanan sözleşmede haftalık ders saati 40 saat olarak kararlaştırılmış ve 40 ders saatine göre ücret belirlenmiştir.
Özel öğretim Kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; öncellikle 5580 sayılı yasa ve buna göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine, 4857 sayılı İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve sosyal güvenlik yönünden 5510 sayılı kanun hükümlerine, Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatına tabidir.
Kurumlarda görevlendirilecek diğer personelle yapılacak iş sözleşmeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanununun hükümlerine göre yapılır(Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği. Mad. 43/7).
Yönetmeliğin 10. Maddesine göre “Okullarda, resmî okullar için hazırlanan yıllık çalışma takvimi uygulanması esas olmakla birlikte, valilikçe kabul edilmesi hâlinde ayrı bir çalışma takvimi de düzenlenebilir. Okullar dışındaki kurumlarda günlük çalışmalar 07.00 ile 23.00 saatleri arasında yapılır. Ders saatinin süresi, 45 dakikadır. Uygulamalı dersler blok hâlinde 90 dakika olarak yapılabilir. Eğitim personelinin toplam ders saati sayısı okullarda 30, diğer kurumlarda 40 saati geçemez.” Bu düzenleme nedeni ile eğitim personelinin çalışma süresi ders saatine göre belirlenmelidir.
Dosya içeriğine göre davalı özel öğretim kurumu ile direksiyon öğretmeni arasında düzenlenen sözleşmede, açıkça davacının haftalık 40 ders saati vereceği kararlaştırılmıştır. Burada haftalık 40 saate değil, ders saatine yer verildiğinden 4857 sayılı İş Kanunu’nun haftalık 45 saat esası uygulanamaz. Davacı-karşı davalı haftada 40 saatten fazla ders verdiğini kanıtlayamadığından, ek ders ücreti veya fazla sürelerle çalışma ücreti talep edemez. Bu durumda davacının iş sözleşmesini feshetmesi de haklı nedene dayanmamaktadır. Kaldı ki davacının ayrılmadan önce aynı faaliyet alanında faaliyet gösteren bir şirket kurduğu ve ondan sonra ayrıldığı da sabit olup, ayrılma dilekçesinde de herhangi bir haklı neden ileri sürmemiştir.
Sonuç itibari ile davacı-karşı davalının kıdem tazminatı ve fazla mesai ücret alacak talebi reddedilmeli, davalı-karşı davacının ihbar tazminatı talebi ise taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği değerlendirilerek sonucuna göre karar altına alınmalıdır. Yazılı gerekçe ile kıdem tazminatı ve fazla mesai ücret alacağının kabulü hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.