Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/1352 E. 2015/9821 K. 10.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1352
KARAR NO : 2015/9821
KARAR TARİHİ : 10.03.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Taraflar arasındaki, fazla sürelerle çalışma ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/03/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat … ile karşı taraf adına Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde fazla sürelerle ve fazla çalışma yaparak çalıştığını ancak ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, işyerinde genelde fazla çalışma yapılmadığını, fazla mesai yapıldığı zamanlara ait ücretlerin bordrolara yansıtılmak suretiyle ödendiğini, 5 yıllık zamanaşımı süresini geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar, bozma ilamı ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def’i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin iler sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.).
Somut olayda, davacının fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma yaparak çalıştığı, mahkemece davacının alacaklarının kabulüne dair verilen kararın, dairemizce; “bilirkişi raporunda haftalık 18 saat fazla çalışma olduğu tespit edilmesine rağmen 5 saat üzerinden hesaplama yapılması ” nedeniyle bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyularak alacaklarının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacının fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma alacaklarına karşın 27.10.2010 günlü ek dava dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı itirazının yapıldığı, Mahkemece zamanaşımı itirazının değerlendirilmediği izlenmektedir. Davacının alacakları 14.04.2004/30.11.2008 dönemi için hesaplandığından 27.10.2010 günlü ek dava tarihi göz önünde tutulduğunda, davacının bir kısım alacaklarının zamanaşımına uğradığı açıktır. Davalının süresinde yaptığı zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parası ile peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.