YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11853
KARAR NO : 2017/13756
KARAR TARİHİ : 20.09.2017
MAHKEMESİ : …İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 06.11.1981-01.05.2011 tarihleri arasında çalıştığını, kullanmadığı izinlerinin bulunduğunu belirterek, yıllık ücretli izin alacağının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı tarafından kullanılmayan izinlerin hangi yıllara ait olduğunun açıkça belirtilmesi gerektiğini, davacının izin süresinin ilk işe girdiği tarihten itibaren 30 gün olduğunun ileri sürüldüğünü ancak bu iddianın neye dayanarak ileri sürüldüğünün anlaşılmadığını, izinlerini kullandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının bilirkişi raporunda belirtilen tarihler arasında ve ücretle davalı işyerinde çalıştığı, davalı tarafça davanın reddi savunulmuş ise de; bu hususun usulünce kanıtlanamadığı, içeriği itibariyle usul ve yasaya uygun olan ve mahkememizce benimsenen raporda belirtilen bakiye 155 gün izin süresinin kullanıldığına ya da ödendiğine dair hukuken geçerli belge makbuz sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dosya içeriğine göre davalı işveren cevap dilekçesinde yemin teklifi yanında, izin belgeleri sunmuştur. Davacı taraf sunulan izin belgelerinden 01.06.1986-30.06.1986 tarihlerini kapsayan 1986 tarihli, 01.11.1987-30.11.1987 tarihlerini kapsayan 1987 tarihli, 01.09.1988-30.09.1988 tarihlerini kapsayan 1988 tarihli ve 02.10.1989-01.11.1989 tarihlerini kapsayan 1989 tarihli izin belgelerindeki imzaları kabul ettiğini, ancak izin kullanmadığını, irade fesadı altında imzaladığını, bunları kullanmadığına dair yemin eda edeceğini belirtmiş, karşı taraf davalıya da bu belgeleri zorla imzalatılıp imzalatılmadığı konusunda yemin teklif etmiştir. Mahkemece davacı tarafın yemin etmesi, davalının ise yemin eda etmemesi üzerine bilirkişi ek raporuna istinaden imzalı belgelerde geçen süreler içinde izin ücret alacağı hesaplanıp hüküm altına alınmıştır.
Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “Yemin” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Yeminin konusu, yasanın 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz (6100 sayılı Yasa Md. 226). Kısaca karşı tarafı itham eden, suç oluşturan durumlarda yemin teklif edilemez.
Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.
Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil, yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade edilemez.
Diğer taraftan Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Davalı işveren davacının yıllık ücretli izni konusunda bazı belgeler yanında belge sunulmayan dönemler için yemin deliline dayanmıştır. Davalının bu yöndeki yeminin davacı tarafından genişletilerek belge gösterilen izin süreleri için “bu belgelerdeki imza bana aittir, ancak kullanmadım, belgeleri baskı altına imzaladım” şeklinde yemin eda ettirilmesi usule aykırı olduğu gibi bu belgeleri baskı ile imzalatılıp imzalatılmadığı yönünde karşı yemin teklifi karşı tarafı itham eden, ceza kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak, kısaca yemine konu olmayacak bir olgu olduğundan, davacının usule aykırı olarak gerçekleştirdiği yemin ve davalının da yemin konusu olmayacak bir konuda yemin etmediği gerekçesi ile imza içeren izin belgelerine konu izinler için ücret alacağı hesaplanıp hüküm altına alınması hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.