Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/10466 E. 2015/13711 K. 09.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10466
KARAR NO : 2015/13711
KARAR TARİHİ : 09.04.2015

MAHKEMESİ : … İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, yol ücreti, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 19.03.2014 gün ve 2013/6758 Esas, 2014/9123 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, alt işverenler arası işyeri devrinin gerçekleşmediği ve iş sözleşmesinin davalı alt işveren tarafından feshedildiği gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir.
Direnme kararının süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Dairemizin “Somut olayda, davacının, 01.09.2002-01.10.2002 tarihleri arasında davalı … işçisi olarak, 01.08.2007-02.06.2008 tarihleri arasında ise dava dışı … işçisi olarak davalı … bünyesinde çalıştığı ve buradaki iş akdinin sona ermesinin hemen ardından 03.06.2008 tarihinde … bünyesinde çalışmasını ihaleyi alan yeni bir şirket nezdinde sürdürdüğü sabittir. Bu ikinci çalışma dönemiyle ilgili olarak davalı işveren tarafından yapılan bir fesih bildirimi bulunmayıp, tarafların fesih hususunda iradelerinin birleştiğinden de bahsedilemez. Dolayısıyla, davacının ikinci çalışma dönemiyle ilgili iş akdi ihaleyi alan yeni alt işveren nezdinde devam ettiğinden 01.08.2007-02.06.2008 tarihleri arasındaki çalışmadan dolayı da feshe bağlı işçilik alacaklardan olan ihbar tazminatı alacağına hükmedilmesi hatalıdır. Zira, yerel Mahkeme kararının gerekçesinde her ne kadar 01.09.2002-01.10.2002 tarihleri arasındaki çalışmanın son bulması sebebiyle tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna varılmış ve bu varılan sonuç dosya kapsamı itibariyle doğru bir sonuç ise de, bilirkişi raporundaki hesaplama 01.09.2002-01.10.2002 tarihleri arasındaki 1 ay ile 01.08.2007-02.06.2008 tarihleri arasındaki 10 ay 1 günlük süre toplamı olan 11 ay 1 gün esas alınarak 4 haftalık ihbar tazminatı hesabına dayanmakta olup, Mahkemece de bu hesaba binaen hüküm tesis
edilmiştir. Bu ise, yukarıdaki açıklamalar ışığında hatalıdır. Davacının sadece 01.09.2002-01.10.2002 tarihleri arasındaki çalışmasından dolayı 2 haftalık ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekirken fazla ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır. Diğer işçilik alacaklarında ise, davacının, 01.09.2002-01.10.2002 tarihleri arasında davalı … işçisi olarak çalıştığı gözönünde bulundurulduğunda adı geçen şirketin sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alınmaksızın hüküm tesisi de isabetsizdir ” gerekçesi ile verilen karara karşı yerel mahkemece alt işverenler arasında işyeri devri olmadığı ve süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin sonlandırıldığı gerekçesi ile direnilmiştir.
Dairemizce verilen bozma ilamı alt işverenler arası işyeri devri ile ilgili olmayıp, davacının çalıştığı tarihlere göre davalıların sorumluluğu bozma ilamında açıklandığı halde, mahkemece diğer dosyalarla karıştırılmak suretiyle verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 09/04/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.