Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/1032 E. 2015/23731 K. 01.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1032
KARAR NO : 2015/23731
KARAR TARİHİ : 01.07.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ihbarname dağıtma parası, ceza adı altında ücret kesinti alacağı, hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin asıl işveren olarak davalı ….’de 22/01/2009 tarihinden 10/06/2011 tarihine kadar diğer davalı….’ne bağlı olarak çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından sebep belirtilmeden sona erdirildiğini, kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ihbarname dağıtma parası, asgari geçim indirimi, ceza kesintisi ve ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı.. vekili;…’ın asıl işveren değil, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi 8. fıkrasında belirtilen ortaklıklardan olduğunu, müvekkili şirketin diğer davalı karşısında ihale makamı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı….’ne vekili; 31/05/2011 tarihinde şirketin ihale döneminin sona erdiğini, ihaleyi yeni alan firmada davacının çalışmaya devam ettiğini, davacının ihaleyi yeni alan şirkette çalışmak için kendi isteğiyle istifa ederek ibraname verdiğini, kıdem ve ihbar tazminatı talebinin mümkün olamayacağını, izinlerinin kullandırıldığını, fazla çalışmanın olmadığını, Pazar çalışmasının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak fazla çalışma ve ücret alacakları nedeniyle davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği, davacının aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğine dair delil bulunmadığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu,6662 Sayılı Kanunun 8. Maddesi ile değişik 5847 Sayılı Kanunun 112. Maddesine eklenen ve 11.09.2014 tarihinde yürürlüğü giren düzenleme ile işçinin değişik alt işverenler nezdinde aynı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerinde kesintisiz olarak çalışması halinde kıdem tazminatının ilgili kurum ve kuruluş tarafından ödeneceği hükme bağlandığından davadan sonra yürürlüğe giren bu düzenleme emredici nitelikte olduğundan kıdem tazminatından sadece davalı… sorumlu tutularak, yıllık ücretli izin, asgari geçim indirimi, ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının kısmen kabulüne, diğer isteklerin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalılar…. ve … vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı…. ve ….’ ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosya içeriğine göre taraflar arasında alt işverenler değişmesi ve işyeri devri kuralları nedeni ile feshin hangi alt işveren nezdinde gerçekleştiği ve devirden önceki alt işverenlerin sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14/2 maddesi hükmü, 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen işyeri devrini de içine alan daha geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede işyerlerinin devir veya intikalinden söz edildikten sonra “…yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli…” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir.
İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerekmektedir.
1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Devir hükümlerine göre ise; feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır.
Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılırlar. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz. Daha sonra gerçekleşen fesihten dolayı ise asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından işyerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukukî veya fiilî bir bağlantı olsun ya da olmasın, kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, ihbar tazminatı ve yıllık izin dışında iki yılla sınırlı olmak üzere o dönemde gerçekleşen işçilik alacaklarından sorumluluğu, son alt işveren ise tüm dönemden ve fesih haksız ise kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ile hem devredilen hem de kendi döneminde gerçekleşen işçilik alacaklarından sorumluluğu kabul edilmelidir.
Dosya içeriğindeki hizmet döküm cetvelinden davacının 31.05.2011 tarihinde son alt işveren sandığı davalı …. den çıkışı verildikten sonra 01.06.2011-10.06.2011 tarihleri arasında başka bir işverenlikten çalışması görünmektedir. Davacı iş sözleşmesinin ihale bitimi tarihinde değil, daha sonra 10.06.2011 tarihinde feshedildiğini belirtmektedir. Davalı….. şirketi vekilinin 31.05.2011 tarihinde ihale sürelerinin bittiğini ve davacının ihaleyi yeni alan şirkette çalışmaya devam ettiğini savunmuştur. Bu savunma üzerinde durulmamış, feshin hangi son alt işveren nezdinde gerçekleştiği ve haklı nedene dayanıp dayanmadığı araştırılmamıştır.
Öncelikle 31.05.2011 tarihinde ihale sözleşmesi sona ermiş ve davacı yeni ihale alan alt işveren nezdinde çalışmış ise ve bundan sonra yeni alt işveren tarafından iş sözleşmesi sona ermiş ise davalı Beltur şirketi ihale bitim (devir tarihindeki) sürede kendi döneminde gerçekleşen işçilik alacaklarından,, kıdem tazminatından ise daha sonra gerçekleşen feshin kıdem tazminatının ödenmesini gerektirmesi durumunda ihale bitim tarihindeki ücret ve süre üzerinden kıdem tazminatında sorumlu olacak, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izinden ise sorumlu olmayacaktır.
Davalı asıl işveren …. ise 10.06.2011 tarihinde fesih gerçekleştiğinden, her hâlükârda feshe bağlı olmayan işçilik alacakları yanında feshin haklı olup olmamasının etkisi olmadığından feshe bağlı yıllık ücretli izin alacağından asıl işveren olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.. maddesi uyarınca sorumlu olacaktır. Kıdem ve ihbar tazminatından ise 10.06.2011 tarihinde gerçekleşen feshin haksız olması halinde sorumluluğu gerekecektir.
Mahkemece feshin hangi alt işveren nezdinde ve haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve buna göre davalılar alt ve asıl işverenlerin yukarda belirtilen ilkelere göre sorumluluğu araştırılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.