Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/7351 E. 2015/20078 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7351
KARAR NO : 2015/20078
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : ………….. . İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalının hizmetini kesintiye uğratmak amacıyla davalı şirket ile aralarında organik bağ bulunan ve adi ortaklık hükümlerine tabi olan başka şirketlere kısa süreli giriş çıkışlar yapıldığını, davacıya 26.03.2011 tarihinde, imzalamazsan maaşını vermem diye kötü niyetle işverence baskı yapılarak zorla istifaname ve ibraname imzalatılarak iş akdine haksız son verildiğini, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek , kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 01.06.2008 tarihinden işyerini terk ettiği 13.02.2010 tarihine kadar çalıştığını, ayrılır ayrılmaz yeni işyerinde çalışmaya başladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece , “…..davacının sigorta bildirimlerinin Şubat 2010 tarihinden itibaren dava dışı …. şirketi üzerinden ödendiği görülmekte ise de, uygulamada sıkça rastlanıldığı üzere çalışan işçilerin sigorta kayıtlarının kendilerinin bilgisi dışında aynı işverenlere ait başka işyerleri üzerine kaydırıldığı ve çalışanların mevcut çalışmalarına aynı yerde ve şekilde devam ettikleri bilinen bir olgudur .Dava dışı şirket ile davalı şirketin sicil adreslerinin ve ortaklarının aynı olduğu yine davacı gibi davalı şirket çalışanlarından bir çoğunun aynı tarihte sigorta primlerinin dava dışı …. şirketi üzerinden ödenmeye başlandığı dikkate alındığında şirketler arasında organik bağ bulunduğu sonucuna varılarak hizmet süresinin bir bütün olarak ele alınması gerektiği…İşten ayrılış bildirgesinde ayrılma nedeni istifa olarak değil diğer nedenler kodu ile bildirilmiştir. Kaldıki 13.02.2010 tarihinde gerçek bir fesih işleminin bulunmadığı davacının ortakları ve adresi aynı olan dava dışı şirket üzerinden sigorta kaydının devam ettirildiği davacının mevcut işine aynı şekilde devam ettiği anlaşılmış olup istifa olgusu ve feshin haklı bir nedene dayandığı davalı yanca ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı… ” gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücretleri hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
2- Taraflar arasında, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanamadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, 13.02.2010 tarihinde gerçek bir fesih işlemi bulunmadığı belirtilmişse de , esasen davacının fesih iddia ettiği tarih 26.03.2011 olmakla bu tarih itibariyle gerçek bir fesih olup olmadığını değerlendirmek gerekmektedir.
Dosya içeriğine göre davacının davalı şirkette, 05.07.2007 tarihinden 13.02.2010 tarihine kadar, bu tarihte giriş çıkış yapılmak suretiyle davalı şirketin organik bağ içerisinde bulunduğu dava dışı …………………’nde 26.03.2011 tarihine kadar çalıştığı, hizmet süresinin mahkemenin de kabulünde olduğu ve hüküm altına alınan alacakların hükme esas alınan bilirkişi raporunda …………. şirketindeki çalışmaları da kapsar şekilde hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece hesaplama bu şekilde olmasına rağmen ve 13.02.2010 bir fesih bulunmadığı halde, bu tarihte iş sözleşmesinin haksız feshedildiği kabul edilmiştir.
Oysa hesaplandığı gibi davacı iş sözleşmesinin davalı işverence 26.03.2011 tarihinde haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise dosyada mevcut aynı tarihli el yazılı ve imzalı istifa belgesinde davacının tüm haklarını alarak kendi isteğiyle işten ayrıldığını savunmuş, savunmayı tanık beyanı doğrulamış, işten ayrılış kodu olarak (03) istifa kodu bildirilmiştir. Hizmet döküm cetveline göre davacı iş sözleşmesinin sona ermesinden kısa bir süre sonra 01.04.2011 tarihinde başka bir işverende işe başlamıştır. Davacı istifa dilekçesinin irade fesadı altında imzaladığı iddiasını ispat edememiştir. Davalı işveren davacının istifa sureti ile işten ayrıldığını kanıtlamıştır. Mahkemece, istifaya değer verilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tazminatların hüküm altına alınması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.