Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/7028 E. 2015/20455 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7028
KARAR NO : 2015/20455
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ : …………………. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalı işyerinde 15/05/2010 tarihinde çalışmaya başladığını, çalışma hayatı boyunca ödenmesi gereken fazla çalışma ücreti, ikramiye, yıllık izin ücreti, resmî ve bayram tatili çalışma ücreti ile maaşının ödenmemesi ve bordrolarda tam olarak gösterilmemesi nedeniyle davacının iş sözleşmesini feshettiğini, davalı işyerinde her gün 08:00-17:00 saatleri arasında çalışma yapıldığını, haftada 4 güne yakın saat 22:00’ye kadar mesai yapıldığını, cumartesi günü normal çalışma yapıldığını, ayda 3 pazar günü fazla çalışma yapıldığını, maaşının servis ve yemek hariç 1.100,00 TL olduğunu beyanla; kıdem tazminatı genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının, 09.07.2012 tarihinde müvekkili şirkette çalışmakta iken işyerinde ustabaşının işle ilgili talimat vermesi üzerine küfür ve tehditte bulunması sebebi ile iş akdinin 10.07.2012 tarihinde işverence İş Kanunu 25/II maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, davacının İŞKUR’a yaptığı şikayette de işverenin haklı bulunduğunu, davacının işyerinde haftanın 6 günü 08.30-17.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesi ile çalıştığını, fazla mesai yapmadığını, davacının hafta tatili çalışmasının olmadığını, davacının son aylık brüt ücretinin bordroda göründüğü gibi 940,00 TL olduğunu, işyerinde resmi tatillerde çalışma olmadığını, davacının ilk yıl izninin kullandırılıp ikinci yıl izninin de bordroda gösterilerek ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davacı tanığı …..’nın ifadesi doğrultusunda işveren feshinin haksız olduğu kanaati ile kıdem tazminatının kabulüne, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2- İş sözleşmesinin işveren tarafından mı yoksa işçi tarafından mı feshedildiği, işveren feshi ise haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili, iş sözleşmesini yasal haklarının ödenmediği gerekçesi ile davacı işçi tarafından feshedildiği iddiasına karşın, davalının başka bir işçiye sataşması nedeni ile haklı neden savunması üzerinde durularak işveren feshinin haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile kıdem tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, ustabaşı ….. olaya ilişkin tutulan 10/07/2012 tarihli tutanakta; davacıya görevi ile ilgili talimat verdiğini, ancak davacının küfürle karşılık vererek verilen işi yapmadığını ve el kol hareketleri ile yanından uzaklaştığını, kendisinin davacıyı uyardığını buna karşılık davacının “senin işin bitti gibi laflar ederek kendisini tehdit ettiğini belirtmesine rağmen, 03/09/2013 tarihli celse de davacı tanığı olarak alınan beyanında; davacıya görev vermesi ile ilgili olarak, davacıya bilmediği bir iş verdiğini ve davacının bilmediğinden bu işi yapmadığını keyfi bir durumun söz konusu olmadığını ve ilk küfür sözünü kendisinin söylediğini, davacının cevaben küfürlü konuştuğunu bu eylem sebebiyle davacının iş akdinin feshedildiğini, ama kendisine herhangi bir yaptırım uygulanmadığını ve daha sonra başka bir sebepten işten ayrıldığını belirtmiştir.
Mahkemece …..’nın tanıklık ifadesine dayanılarak işverence gerçekleştirilen feshin haksız olduğu kanaati ile kıdem tazminatının kabulüne karar verilmişse de; tutanak tanzimcisi ve davacı sataşmasına maruz kalan davacı tanığı …..’nın olaya ilişkin tutulan tutanakta ki olaydan sonra alınan beyanını dinlenen davalı tanığı doğrulamıştır. İşyerinden ayrıldıktan sonra bu beyanını davacı lehine değiştirmiş ise de sonuçta davacının hakaret içeren sözler söylediği sabittir. Sataşma nedeni ile davalı işverence yapılan fesih işleminin haklı nedene dayanmaktadır. Kaldı ki davacı iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini savunmuş, işveren feshine dayanmamıştır. İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği anlaşıldığından, kıdem tazminatı talebinin reddi gerekir. Yerinde olmayan gerekçe ile kıdem tazminatı talebinin kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.