Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/4604 E. 2014/10581 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4604
KARAR NO : 2014/10581
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 27. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2013/606-2013/167

DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından genelge yayınlanarak yaş ve hizmet yılı toplamı 84 yılı aştığı gerekçesi ile ikale sözleşmesine zorlanarak feshedildiğini, davacının bu genelgeyi kabul etmediğini ve yasal haklarının ödenmesini istediğini, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayanmadığını belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, işveren feshi bulunmadığını, işverenin genelgesini önce reddeden davacının daha sonra iş sözleşmesini ikale yolu ile sona erdirilmesini kabul ettiğini, bankanın işletmesel bir karar aldığını ve iş şartlarında esaslı değişikliğe ilişkin kararı uyguladığını, kabul etmeyenlere yasal haklarının ödendiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı iş yerinde belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştığı, davalı iş yerinde 30’dan fazla işçinin çalıştığı, davacının 6 aydan fazla kıdeminin bulunduğu, davacının fesih bildiriminin kendisine tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde mahkememize dava açtığı, davacının iş yerinin bütünü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcısı olmadığı, dolayısıyla iş güvencesi şartlarının mevcut olduğu, 4857 Sayılı İş Kanunun 21/son maddesi uyarınca iş ilişkisi devam ederken, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdirilmesine ilişkin imzalanan sözleşmenin iş ilişkisi devam ederken imzalatıldığından geçerli olamayacağı, davamızda da ikale sözleşmesinin davacının iş sözleşmesi devam ederken imzalatıldığı, bu nedenle ikale sözleşmesinin geçerli olmadığı, ayrıca davalı bankanın 23/07/2012 tarih ve 7573 Sayılı genelgesinde ikale sözleşmesinin imzalanmaması halinde 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18 ve 22. Maddelerine göre fesih işlemi yapılacağının belirtildiği, dolayısıyla davacının iş akdinin kendi rızası ile feshi konusunda bir iradesinin olmadığı, bu konuda irade fesadı halinin söz konusu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Dosya içeriğine davalı banka tarafından yayınlanan 23.07.2012 tarih ve 7573 sayılı genelge ile bankanın yönetim kurulunun 11.07.2012 tarih ve 194 sayılı kararıyla yaş ve hizmet süresi açısından belirli kriterleri taşıyan personelle ikale sözleşmesi yapılmasının kararlaştırıldığı, söz konusu karara göre emekliliği hak etmek koşuluyla yetkili ve asistan görev grubu içerisinde bulunanların yaş ve toplam hizmet süresi 84 ve üzerinde olanlarla, yönetici görev grubu içerisinde bulananların yaş ve toplam hizmet süresi 90 ve üzerinde olanlardan kendi isteği ile ayrılmak isteyenlere kıdem tazminatı ve diğer yasal haklarının yanında ayrıca makul yarar kapsamında 2 maaş ödeme yapılarak bu kapsamdaki personel ile iş sözleşmelerinin ikale sözleşmesi düzenlenerek karşılıklı olarak sonlandırılacağı, bu kararın devam eden dönemde uygulanacağı ve yılda iki kez bu kriterlere göre personeller hakkında işlem yapılacağı, ikale sözleşmesi yapılamayan personel hakkında ise iş sözleşmelerinin ihbar süresi sonunda İş Kanununun 22.maddesi doğrultusunda aynı Kanunun 18.maddesi bağlamında işlem yapılacağı belirtilmiştir.
Davalının bu genelgesi davacı işçiye tebliğ edilmiş, ancak davacı 27.07.2012 tarihli dilekçesi ile esaslı değişiklik niteliğindeki bu genelgeyi kabul etmemiştir. Davalı işveren bu kabul etmeme üzerine 31.07.2012 tarihli bildirim ile davacının iş sözleşmesinin “Genelgeyi kabul etmediği, iş bu yazının tebliğinden itibaren 8 haftalık ihbar öneli verildiği, iş arama iznini kullanabileceği”, gerekçesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 ve 18. Maddeleri uyarınca feshedileceğini bildirmiştir. Bu tebliğden sonra iç yazışmaya göre davacının daha sonra genelgeyi kabul etmesine rağmen 27.10.2012 noterden gönderdiği ihtarname ile “05.11.2012 tarihi itibari ile emekliye sevkedilme yazısını tebliğ ettiğini, bu kararın kaldırılması konusundaki yasal hakkı saklı kalmak kaydı ile kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesini” talep etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin feshinin genelgenin 27.07.2012 tarihinde tebliğ, genelgenin kabul edilmemesine göre işveren feshinin 31.07.2012 tarihinde tebliğ ve davacının noterden gönderdiği 27.10.2012 ihtarname tarihlerine göre fesih bildirimi davacıya dava tarihinden çok önceleri yapılmıştır. Belirtilen tarihlere göre dava 04.02.2013 tarihinde bildirim tarihine göre bir aylık dava açma süresi geçtikten sonra açıldığından hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kesin olarak 31.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.