Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/37871 E. 2015/10158 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/37871
KARAR NO : 2015/10158
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01.04.2013 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin davalı tarafından 15.12.2013 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davacının davalı …’nın işlerini yaptırdığı alt işveren davalı … işyerinin çalışanı olduğunu, davacının davalı işyerinde palamar olarak çalıştığını, davacıdan iş akdinin feshi tarihi 15.12.2013 tarihinde kendi işi dışında çalışmasının istendiğini, çalışılan yerin …. olduğunu ve liman işlerinin ağır işler olup iş kazalarının en çok yaşandığı sektör olduğunu, davacının eğitimini görmediği uzmanlık alanı olmayan riskli bir işte çalışmasının istenmesinin kabul edilemeyeceğini, davacının bu duruma itiraz ettiğini ve davalının davacının iş akdinin feshedildiğini sözlü olarak bildirdiğini, davalının fesih sebebini bildirilmediğini açıklayarak yapılan fesih işleminin geçersizliğinin tespitine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …. vekili, taleplerin davalıya yöneltilmesinin isabetli olmadığını, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, davalının … imzalan liman hizmetleri palamar sözleşmesine göre diğer davalıdan hizmet satın aldığını, davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisinin zorunlu unsurlarını içermediğini, davalının diğer davalı tarafından istihdam edilen işçiler bakımından sorumluluğu olmadığını, davalı … işçilerinin sadece davalıya davalının işini ifa etmek üzere tahsis edildiklerini, davalı …’in kendi çalışanlarının işçilik hak ve alacaklarından tek başına sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. vekili taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi ile davacının görevli olduğu işlerin belirtildiğini, davacının palamarcı olarak görev aldığı beyanının doğru olmadığını ve görevin yapılması gereken işlerden biri olduğunu, davacının kendi işi dışında bir işte çalışması istendiği beyanının doğru olmadığını, davacının işinin sadece halat bağlamak ve çözmek olmadığını, işyerinde çalışan tüm işçilerin çalışma koşulları ve yapacakları iş konusunda detaylı eğitimden geçirildiklerini, davacının ise sürekli sorun çıkaran, diğer çalışanları örgütleyerek işi yavaşlatan ve işverenin verdiği görev ve sorumlulukları yerine getirmekten kaçınan bir işçi olduğunu, davacının çalışamayacağını söyleyerek işten kendisinin ayrıldığını, davalının davacıya işten çıkarmak istemediğini, davalının davacı hakkında tutanak yapmak zorunda kaldığını, davalının davacıyı sözlü olarak işe davet ettiğini ancak davacının bu davete uymadığını, davacıya noter aracılığı ile davet gönderildiğini, davacının bu davete de uymadığını, davacının işe iade talebinde samimi olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece fesih işleminin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır. (Dairemizin 09.06.2008 gün ve 2007/40942 Esas, 2008/14420 Karar sayılı ilamı).
Somut uyuşmazlıkta, sunulan beyanlara ve Dairemizin 13.11.2014 T. 2014/17255 E. 2014/34030 sayılı kararıyla onanan …. İş Mahkemesi’nin 15.04.2014 T. 2014/22 E. 2014/148 sayılı emsal karar içeriğine göre davalılar arasında limanda ve deniz alanlarında yapılacak gemi manevralarında verilecek palamar hizmeti işinin yapılması için sözleşme yapıldığı, davacı işçinin işvereni olan …’nin bu işi üstlendiği, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının iş sözleşmesinin davalı …’nin fesihten sonra davacıya işe başlaması için ihtarname gönderdiği, bu nedenle alt işveren tarafından iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiği anlaşıldığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmesi yerindedir. Ancak mahkemece hüküm kısmında davacının hangi davalı nezdinde işe iade edildiği işe iadenin mali sonuçlarından hangi davalıların sorumlu tutulduğu infazda tereddüt yaratacak şekilde belirtilmemiştir. Bu yönüyle karar hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davalı … tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverenin işyerine İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı alt işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminattın her iki davalının birlikte sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için davalı alt işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 144.20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacı vekiline iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile 11/03/2015 günü karar verildi.