Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/368 E. 2015/13462 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/368
KARAR NO : 2015/13462
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

MAHKEMESİ : … İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bakiye ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, 29/07/2009 tarihli, 100 TL. meblağlı makbuzdaki imza davacı vekili tarafından inkar edilmemiştir. Davacı vekili, “bu makbuzda KDV kaydı bulunduğunu, ama işçiye KDV ödemesinin mümkün olmadığını, bu makbuzun işletme müşterisinin ödemeyi nakit yapması durumunda ödediği KDV’nin müşteriye iade edilmek amacı ile verildiğini, asgari geçim indirimi olmadığını,”asgari geçim indirimi” ibaresinin sonradan doldurulduğunu ” ileri sürmüştür.
Davacı vekilinin bu beyanı karşısında, davacı asile bizzat bu belge gösterilerek, bu belgenin verilmesine neden olan somut olayın ne olduğu, bu belgenin asgari geçim indirmi ödemesine ilişkin olup olmadığı, “asgari geçim indirimi” ibaresinin davacının kendisi tarafından yazılıp yazılmadığı, davacı asile bizzat açıklattırılarak, gerekirse tarafların bu konuda gösterecekleri yeni deliller toplanıp ve gerekirse şirket kayıtlarında inceleme yaptırılarak, bu makbuzdaki bedelin asgari geçim indiriminden mahsup edilip edilmeyeceği irdelenmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, davacı asilin “asgari geçim indirimi” ibaresinin sonradan doldurulduğunu, kendisi tarafından yazılmadığını ileri sürmesi halinde, bu konularda …’ndan rapor alınarak sonuca gidilmelidir.
3-21/07/2010 tarihli belge açısından, söz konusu belgenin bizzat davacıya gösterilerek, belgedeki yazı, tarih ve imzaların kendisine ait olup olmadığının ayrı ayrı ve açıkça sorulup, yazıyı ve imzayı kabul eder ise belge içeriği açıklattırılıp, yazı ve/veya imza inkarı olduğu takdirde …’ndan rapor alınarak talepler hakkında sonuca gidilmelidir.
4-Yukarda belirtilen yazı, tarih ve imza incelemeleri açısından, davalı vekili mukayese belgeleri olarak bir kısım belgeler ileri sürmüş olup, bu belgelerin mukayese belgesi olarak kabul edilip edilmeyeceği hakkında denetime elverişli gerekçeye bağlı olarak karar verilmelidir.
5-Davacının işe girişinin 16/09/2009 tarihi olarak kabul edilmesine rağmen 2009 yılı Temmuz ayından itibaren asgari geçim indirimi hesaplanması, ayrıca, 2009 yılı Eylül ayı için 2 kere asgari geçim indirimi hesaplaması yapılması hatalıdır.
6-Dosyada mevcut iki bilirkişi raporunda 21/07/2010 tarihli belgedeki yazının davacıya ait olduğunun belirtilmesi, altındaki imzanın ise ilk raporda davacının imzası olduğuna dair kesin bulgu bulunmadığı belirtilmiş iken, ikinci bilirkişi raporunda imzanın davacıya aidiyetinin mümkün olmasından bahsedilmesi karşısında, Mahkeme’nin karar gerekçesinde, “08/04/2010 tarihli tediye makbuzu ile 21/07/2010 tarihli belge asgari geçim indirimi ödemesi yapıldığı ve makbuzda davacının imzasının bulunduğu görülmüştür. Yapılan bilirkişi incelemesinde düzenlenen birinci raporda yazının davacının elinin ürünü olmadığı ikinci raporunda ise imzanın davacının eli ürünü mahsülü olduğu kanaatine varılmış ise de altında atılı bulunan imza ile mevcut mukayese imzaları arasında aynı el ürünü olduğunu gösterir kesin bir bulguya rastlanılmadığını belirtmiştir.” şeklindeki açıklama yapılarak hem bilirkişi raporu ile ve hem de kararın kendi içinde çelişki yaratılması hatalıdır.
7-Mahkeme kararının gerekçesinde davacının son aylık ücretinin brüt 1.000 TL. olduğunun belirtilmesi, hüküm fıkrasında ise aylık net 1000 TL. ücrete göre yapılan hesaplamanın esas alınması, bu şekilde çelişki yaratılması hatalıdır.
8-Yukardaki bozma nedenlerine ve hüküm tarihindeki mevzuata göre yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretlerinin yeniden hesaplanması gerekeceği göz önüne alınmalıdır.
9-Asgari geçim indirimine yasal faiz yürütülmesi gerekirken en yüksek mevduat faizi yürütülmesi hatalıdır.
10-Hükme esas bilirkişi raporu ile davacının 16/09/2009-17/06/2010 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmesine rağmen, Mahkeme gerekçesinde “21/11/2008-17/06/2010 tarihler arasında hizmet süresinin 1 yıl 6 ay 27 gün” olduğu belirtilerek çelişki yaratılması hatalıdır.
11-Dosya içeriğinden, davanın önce üç davacı için birlikte açıldığı, bilahare davaların tefrik edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, eldeki dosyanın davacısının sadece … olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında diğer iki davacının isimlerinin de yer alması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/04/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.