YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3649
KARAR NO : 2014/6292
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2012
NUMARASI : 2012/259-2012/693
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan P.. M.. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 08.06.2006 tarihli dava dilekçesiyle davalı Ö..-C.. Posta Dağıtım Taş Sos Hiz Ltd Şirketi açmış olduğu davada iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davacı, davalı P.. M..’nü hasım olarak gösterdiği 12.02.2008 tarihli dava dilekçesiyle de 300 TL kıdem tazminatı, 200 TL ihbar tazminatı, 200 TL yıllık izin, 100 TL ücret, 100 TL fazla çalışma, 100 TL ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Her iki dava 17.06.2008 tarihinde birleştirilmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı Ö..-C.. Posta Dağıtım Taşımacılık Sosyal Hizm. Ltd. Şirketine usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ancak duruşmalara iştirak etmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunmamıştır.
Davalı P.. M.. isteklerin zaman aşımına uğradığını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı P.. M.. tarafından temyiz edilmesi üzerine
Dairemizin 22.10.2010 gün 2008/ 37715 E, 2010 / 30184 K sayılı ilamı ile ;
“ 2- Bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ ettirilerek davalı tarafa savunma olanağı tanınmadan hüküm kurulması,
3-Kısa kararda hüküm altına alınan fazla çalışma ücret alacağından ½ hakkaniyet indirimi yapıldığı belirtilmesine karşın söz konusu alacağın bilirkişi raporunda hesaplanan indirimsiz hali ile 6145 TL olarak kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararda ise fazla çalışma ücret alacağında indirim oranı belirtilmeksizin 3.072.69 TL fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınarak kısa karar gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması,
4- Birleşen İstanbul 1.İş Mahkemesinin 2008/ 82 Esas sayılı dava dosyasındaki dava konusu alacak miktarları dikkate alınmadan eldeki dava dilekçesindeki miktarlara göre faiz işletilmesi, ayrı ayrı hatalıdır.
5- Birleşen İstanbul 1.İş Mahkemesinin 2008/ 82 Esas sayılı dava dosyasında davalı posta idaresi vekili zamanaşımı def inde bulunmuştur. Hüküm altına alınan fazla çalışma ücret alacağının 12.02.2003 tarihi öncesi doğan fazla çalışma ücret alacağının zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı Posta idaresi vekilinin iler sürdüğü zamanaşımı defi nin dikkate alınmaması hatalıdır.
Kabule göre de davacını hizmet süresi 06.12.2000- 23.01.2006 tarihleri arası kabul edilmesine karşı 23.01.2000 – 23.01.2006 arası dönem için hesaplanan fazla çalışma ücret alacağının hüküm altına alınması hatalıdır ” gerekçeleriyle bozulmuş;
Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulune ilişkin verilen kararın davalı P.. M..nce temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.02.2012 gün 2012/ 4626 E, 2012/ 6307 K sayılı ilamı ile özetle ;
“….1- Bu nedenlerle 6100 sayılı yasanın 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurları taşımadığı anlaşılan hükmün bu nedenle bozulmasına ,
2-.Davacının 2006/451 E. Sayılı dosya üzerinden açtığı asıl dava davalı dağıtım şirketine karşı açılmıştır. Bilirkişi raporuyla alacakların tespitinden sonra davacı 01/02/2008 havale tarihli dilekçesiyle davalı dağıtım şirketine karşı açtığı davasındaki taleplerini ıslah etmiştir.
Kararı temyiz eden P.. M.. aleyhine açılan davada ise ıslah yapılmamıştır.
Mahkemece verilen ilk karar “…Bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edilmemesi, birleşen İstanbul 1.İş Mahkemesinin 2008/ 82 Esas sayılı dava dosyasındaki dava konusu alacak miktarları dikkate alınmadan eldeki dava dilekçesindeki miktarlara göre faiz işletilmesi, hakkaniyet indiriminde kısa karar gerekçeli karar çelişkisi bulunması ve zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda mahkeme birleşen davanın açılması tarihinden önce alınan bilirkişi raporuyla diğer davalı şirkete karşı yapılan ıslah dilekçesini davalı P.. M..’ne tebliğ etmiştir.
Birleşen dava ve asıl dava ayrı davalar olup ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkeme bu kurala uymayarak davaları birlikte sonuca bağlamış ve birleşen 2008/82 E sayılı dosyadaki talepler ve faiz başlangıcına ilişkin açık bozma kararına rağmen hüküm kurmamıştır.
Davacı 01.02.2008 tarihli dilekçesiyle davalı dağıtım şirketine karşı yaptığı talepleri ıslah etmiştir. Birleşen dava bu tarihten sonra 12.02.2008 tarihinde açılmış olup kısmi talepler içermektedir. Davacı davalı P.. M..ne karşı taleplerini ıslah etmemiştir.
Islah dilekçesinde davalı P.. M..’nün adının yazmaması ve daha dava açılmadan ıslah mümkün olamayacağından, diğer davalı dağıtım şirketine karşı yapılan ıslahın P.. M..ne karşı da yapılmış sayılacağı sonucunu doğurmayacaktır. Ancak mahkeme bu hususu gözden kaçırarak sanki davalı P.. M.. hakkında da ıslah talebi varmış gibi hüküm kurmuştur.
Mahkeme açık bozma kararına rağmen birleşen dava yönünden değerlendirme yapmadan ve davacının davasını sadece davalı dağıtım şirketine karşı ıslah ettiğini dikkate almadan davalı P.. M..’ne karşı kısmi talepli dava bulunduğu halde HMK 26 maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı olarak alacağın tamamından davalıyı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutması, kıdem tazminatı hariç faiz başlangıcını davalı P.. M.. açısından birleşen dava tarihi olarak gösterilmemesi hatalı olduğu ” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde Mahkemece verilen son kararda “….. dava konusu işçilik alacakları bakımından yapılan işin aynı olduğu ve asıl dosya davalısı ile birleşen davanın davalısı arasında alt-üst işveren ilişkisi bulunduğu, birleşen dava davalısı PTT’nin davacının yapmış olduğu işi ihale yolu ile taşeron şirket olan asıl davanın davalısına ihale ettiği tüm dosya kapsamı ile de sabit olduğundan, her iki davalınında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının davalılar aleyhine açmış olduğu kıdem tazminat alacağı, ihbar tazminatı alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve fazla mesai ücret alacağı ile ilgili davasının 19/07/2011 tarihli bilirkişi raporundaki hesap miktarı baz alınarak kabulüne, fazla mesai ücret alacağı tanık beyanı ile ispat olunduğundan hesaplanan miktardan %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına, davacının davalılar aleyhine açmış olduğu resmi tatil ve bayram çalışma ücret alacağı ile ücret alacağı ile ilgili davasının ispatlanamaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzerea;
1-Davacının davalılar aleyhine açmış olduğu kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve fazla mesai ücret alacağı ile ilgili davsının 19.07.2011 tarihli bilirkişi raporundaki hesap miktarı baz alınarak ve ıslah dilekçesindeki taleplerle bağlı kalınarak kısmen kabulüne, bu itibarla;
-3.185,81.-TL kıdem tazminatı alacağının 23/01/2006 fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
-986,95.-TL ihbar tazminatı alacağının 08/06/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
-776,82.TL yıllık ücretli izin alacağının 500,00.-TL’lik kısmı üzerinden 08/06/2006 dava tarihi, bakiyesi üzerinden ise 01/02/2008 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
-4.296,11.-TL olarak hesaplanan fazla mesai ücret alacağından %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak bulunan 3.007,27.-TL fazla mesai ücret alacağının 1.050,00.-TL’lik kısmı üzerinden 08/06/2006 dava tarihi bakiyesi üzerinden ise 01/02/2008 ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
2- Davacının davalı aleyhine açmış olduğu resmi tatil ve bayram çalışma ücreti alacağı ve ücret alacağı ile ilgili davasının reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı P.. M..nce temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı P.. M..nün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının 2006/451 E. Sayılı dosya üzerinden açtığı asıl dava davalı dağıtım şirketine karşı açılmıştır. Bilirkişi raporuyla alacakların tespitinden sonra davacı 01/02/2008 havale tarihli dilekçesiyle davalı dağıtım şirketine karşı açtığı davasındaki talepleri ıslah etmiştir.
Kararı temyiz eden P.. M.. aleyhine açılan davada ise ıslah yapılmamıştır.
Mahkemece verilen ilk karar “…Bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edilmemesi, birleşen İstanbul 1.İş Mahkemesinin 2008/ 82 Esas sayılı dava dosyasındaki dava konusu alacak miktarları dikkate alınmadan eldeki dava dilekçesindeki miktarlara göre faiz işletilmesi, hakkaniyet indiriminde kısa karar gerekçeli karar çelişkisi bulunması ve zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda mahkeme birleşen davanın açılması tarihinden önce alınan bilirkişi raporuyla diğer davalı şirkete karşı yapılan ıslah dilekçesini davalı P.. M..’ne tebliğ etmiştir.
Birleşen dava ve asıl dava ayrı davalar olup ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkeme bu kurala uymayarak davaları birlikte sonuca bağlamış ve birleşen 2008/82 E sayılı dosyadaki talepler ve faiz başlangıcına ilişkin açık bozma kararına rağmen hüküm kurmamıştır.
Davacı 01.02.2008 tarihli dilekçesiyle davalı dağıtım şirketine karşı yaptığı talepleri ıslah etmiştir. Birleşen dava bu tarihten sonra 12.02.2008 tarihinde açılmış olup kısmi talepler içermektedir. Davacı davalı P.. M..ne karşı taleplerini ıslah etmemiştir.
Islah dilekçesinde davalı P.. M..’nün adının yazmaması ve daha dava açılmadan ıslah mümkün olamayacağından, diğer davalı dağıtım şirketine karşı yapılan ıslahın P.. M..ne karşı da yapılmış sayılacağı sonucunu doğurmayacaktır. Ancak mahkeme bu hususu gözden kaçırarak sanki davalı P.. M.. hakkında da ıslah talebi varmış gibi hüküm kurmuştur.
Mahkeme açık bozma kararına rağmen birleşen dava yönünden değerlendirme yapmadan ve davacının davasını sadece davalı dağıtım şirketine karşı ıslah ettiğini dikkate almadan davalı P.. M..’ne karşı kısmi talepli dava bulunduğu halde HMK 26 maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı olarak alacağın tamamından davalıyı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutması, kıdem tazminatı hariç faiz başlangıcını davalı P.. M.. açısından birleşen dava tarihi olarak göstermemesi hatalıdır.
Mahkemece Dairemizin 28.02.2012 gün 2012/ 4626 E, 2012/ 6307 K sayılı bozma ilamına uyulduğu belirtilmesine rağmen yanılgılı değerlendirme ile bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi isabetsizdir.
3- Her iki bozma öncesi verilen kararlarda fazla çalışma ücretinden % 50 hakkaniyet indirimi yapılmasına ve ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeni ile davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi göz ardı edilerek, son kararda fazla çalışma alacağından % 30 hakkaniyet indirimi yapılmasıda ayrı bir bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.