Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/36171 E. 2015/7189 K. 18.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/36171
KARAR NO : 2015/7189
KARAR TARİHİ : 18.02.2015

MAHKEMESİ : . İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren … nezdinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 04/08/2008 tarihinde tıbbi mümessil olarak çalışmaya başladığını, davacı işçinin davalı işveren bünyesindeki çalışmasının iş akdinin davalı işverence geçersiz nedenle feshedildiğini 13/12/2013 tarihine kadar çalışmasının aralıksız sürdüğünü, fesih ihbarının 13/12/2013 tarihinde davacı işçi tarafından ıttıla olunduğunu, davalı şirket bünyesinde 30 dan fazla işçi çalışmakta olup belirsiz süreli iş sözleşmesine istinaden yaklaşık 5,5 yıldan beri işveren bünyesinde çalışmalarını tıbbi mümessil olarak sürdüren davacı işçinin işveren vekili veya işverenin yetkili temsilcisi olmadığını, esasa dair olarak da davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, davacı işçinin bölge müdürü tarafından 13/12/2013 tarihinde herhangi bir sebep bildirmeksizin davacı işçiyi davalı şirketin merkez adresine çağırdığını, iş akdinin feshedileceğinin şifahen bildirildiğini, davalı işverenin davacı işçi üzerinde kurmuş olduğu ekonomik ve psikolojik baskı ile fesih gerekçesi ve şekli yönünden davacı işçinin iradesini sakatladığını, davalı işverenin yapacağı fesih işlemini ikale sözleşmesi gibi göstermeye çalışarak fesih işlemi sonrasında davacı işçinin işe iade davası açmasının önüne geçmeye işe iade davasının maddi külfetinden kurtulmayı amaçladığını iddia ederek davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 04/08/2008 tarihli iş sözleşmesi gereğince müvekkil şirketin … tıbbi mümessil olarak çalışmakta iken görev yerinden ayrılıp şirket merkezine gelerek … İnsan kaynakları müdürlüğüne verdiği 13/12/2013 tarihli ve imzalı dilekçesinde kişisel nedenlerle işten istifa ettiğini, şirkette geçen hizmet süresi gözetilerek yasal haklarının verilmek suretiyle iş sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedilmesi hususunda gereğinin yapılmasını talep ettiğini, davacının iş akdinin sözleşme ile sona erdirilmesi ( ikale sözleşmesi ) yapmakta anlaştığını ve özgür iradeleri ile … Noterliğinde 13/12/2013 tarihli iş akdinin sona erdirilmesi sözleşmesi imzalandığını ve davacının banka hesabına talep ettiği kıdem tazminatı tutarı 13.580,00 TL ve ihbar tazminatı tutarı 3.780,00 TL nakden ve defaten ödeme yapılarak talep ettiğinin makul menfaat sağladığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, iş sözleşmesinin davacı çalışanın müvekkil şirkete 13/12/2013 tarihli dilekçesi ile yaptığı yazılı icap ve işverenin kabulü ile akdedilen noterde yapılan iş akdinin sona erdirilmesi sözleşmesi ile sona erdirilmiş olup iş akdinin işveren tarafından tek taraflı sona erdirilmediğinden davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı için ise iade davası açamayacağını , Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre de iş sözleşmesinin tarafların karşılıklı anlaşması ile sona ermiş olması halinde davacının işe iade isteğinin reddi gerektiğinin kabul edildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, noterde yapılan sona erdirme ( ikale ) sözleşmesinin geçerli olup geçersizliğini ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, davacının yazılı icabı üzerine taraflar İş akdinin sona erdirilmesi sözleşmesi yaptığını, sona erdirme sözleşmesinin noterde yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Mahkemece, taraflar arasında ikale (bozma sözleşmesi) olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı tanık beyanlarına göre davacının işveren tarafından işten çıkartıldığı, personel müdürü olduğunu beyan eden davalı tanık beyanına göre de davacıya tazminatlarının ödenmesi için bir takım belgelerin imzalatıldığı, bu durumda davacının iradesiyle imzaladığı bir ikalenin varlığından bahsedilemeyeceği anlaşılmakla hatalı değerlendirme ile davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 5 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ( 230.20 ) TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 18.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.