Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/34889 E. 2014/40058 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/34889
KARAR NO : 2014/40058
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2014
NUMARASI : 2013/667-2014/341

DAVA :Davacı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, maaş farkı alacağı, il dışı görev hakedişi alacağı, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işveren tarafından bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ücret farkı, il dışı görev hak edişi ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının talep ettiği tüm alacakların eksiksiz olarak ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiş ve Dairemizce özetle;
“Taraflar arasında asıl uyuşmazlık konusu, 01.07.2003 tarihi itibarıyla davacının aylık ücretinden karşılıklı mutabakatla indirim yapılıp yapılmadığı yönündedir.
Bilirkişi raporunda davacının ücret indirimine muvafakat ettiği gerekçesi ile ücret alacağı talebi hakkında hesaplamaya gidilmemiş, mahkemece konuyla ilgili gerekçeli bir değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı işçi dava dilekçesinde, baskı ve tehdit ile böyle bir belge imzalatıldığını ve ücretlerde % 25 oranında indirime gidildiğini açıklamış, davacı vekili bilahare rapora itiraz dilekçesinde tüm şirket çalışanlarının ücretlerinden indirime gidileceği yönündeki hile ile müvekkilinin iradesinin sakatlanarak bu belgenin imzalatıldığını iddia etmiştir.
Davalı işveren ise bu hususta bir savunmada bulunmamıştır.
Dosya içinde davacının imzasını taşıdığı belirtilen 1 Temmuz 2003 tarihi itibarıyla ücretinde azaltılmaya gidilmesini kabul ettiğini gösteren belgenin tarihsiz olduğu görülmektedir. Ücrette indirimi öngören ve davacının sözünü ettiği belgenin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi hükümleri doğrultusunda geçerli olup olmadığı belirlenmeden karar verilmesi hatalıdır.
Dava dilekçesinde, 01.07.2003 tarihinde ücretten indirimi öngören uygulanmanın tüm güvenlik personeline yapıldığını ileri sürülmüş, davacı tanığı Osman ise holding personelinin tamamının ücretlerinde aynı yöntemle indirime gidildiğini açıklamıştır.
Bu durum karşısında Mahkemece işyerinde ücretten indirimi öngören uygulamanın hangi işçiler bakımından yapıldığı belirlenmeli, dosya kapsamına göre davacı işçiye bu yönde bir baskı yapılıp yapılmadığı da değerlendirilerek bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar dâhilinde eksiklikler giderildikten sonra davacı tarafın rapora itirazlarını da karşılayacak şekilde, denetime uygun hesap raporu alınmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi hatalıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul edilmiş ve bu bağlamda, ücret farkı (maaşlardan yapılan kesinti ) alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıda gösterilen bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücret farkı (maaşlardan yapılan kesinti) alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davacı işçi dava dilekçesinde, baskı ve tehdit ile bir belge imzalatıldığını ve ücretlerde % 25 oranında indirime gidildiğini ileri sürmüş ve ücret farkı alacağı talebinde bulunmuş, davalı işveren ise karşılıklı mutabakatla bu değişikliğin gerçekleştiğini savunmuştur.
Her ne kadar davacı, bahsi geçen belgenin baskı ve tehdit ile imzalatıldığını savunmuşsa da bu iddiasına ispat edememiştir. Bahsi geçen belgenin tarafların karşılıklı anlaşması ile imzalandığı açıkça anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı ücret farkı alacağına hak kazanmamıştır.
Ayrıca aynı mahiyetteki davalarla ilgili olarak mahkemelerce verilen, “ücret farkı alacağı talebinin reddine dair” kararlar Dairemizce onanmıştır.
Bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda, mahkemenin ücret farkı alacağına ilişkin “işverence ücretlerden yapılan indirimin işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği” yönündeki gerekçe de isabetli değildir.
Bu nedenlerle, davacının ücret farkı (maaşlardan yapılan kesinti) alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.