Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/33984 E. 2014/36444 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/33984
KARAR NO : 2014/36444
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : ADANA 2. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2010/1052-2011/1132
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ücret zam farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene bağlı işyerinde 10.12.2002 tarihinden itibaren çalışmakta iken iş sözleşmesinin 28.11.2008 tarihinde askıya alındığı bildirilmek suretiyle yasaya aykırı biçimde sözle olarak feshedildiğini, müvekkilinin davalı işyerinde TİS bağıtlayan Koop-İş Sendikası üyesi olduğunu, müvekkilinin davalı işyerinde yasaya karşı hile yoluyla mevsimlik işçi olarak çalıştırıldığını, Yasada mevsimlik iş konusunda her hangi bir tanımlama olmamakla birlikte Yargıtay 9. HD’nin ilke kararlarında mevsimlik işin niteliği gereği yılın sadece belirli bir bölümünde söz konusu olan veya işin süreklilik arz etmesine rağmen yılın belirli dönemlerinde yoğunlaşan işler olarak tanımlandığını, yasanın 53/3. maddesinde de niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlar denilmek suretiyle mevsimlik işin, işin niteliğinden dolayı ancak yılın belirli dönemlerinde yapılabilen diğer dönemlerinde çalışmanın söz konusu olmadığı veya işçinin sadece yoğunlaşan iş dönemlerinde çalıştırıldığı işler olarak algılanması gerektiğini, Yargıtay 9. HD’nin yerleşmiş içtihatlarında işçinin yılın uzun bir döneminde çalıştırılıp az bir süre iş akdinin askıya alınması halinde mevsimlik kampanya işinden söz edilemeyeceği ve işçinin yıllık ücretli izin hakkından yararlandırılması gerektiğinin öngörüldüğünden müvekkilinin kullandırılmayan izin hakları karşılığı yıllık ücretli izin alacağı talep ettiklerini, kısa süre iş sözleşmesinin askıya alınması durumlarında işçinin çalışmasının mevsimlik iş olarak değerlendirilemeyeceğinin belirtildiğini, 2822 Sayılı Yasa’nın 5. maddesinde TİS’lere kanun ve tüzüklerin kamu düzenine ilişkin emredici düzenlemelerine aykırı hükümler konulamayacağını öngördüğünü, 4857 Sayılı Yasa’nın 5/2. maddesinde işverenin esaslı nedenler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye farklı işlem yapılamayacağını amir hükmünü içerdiğini, buna rağmen davalı işverenin sendika üyesi işçilere TİS’in 33. maddesindeki ücret zammının uygulamamasının eşit davranma borcuna aykırılık teşkil ettiği için TİS hükümlerinin uygulanmamasından kaynaklanan ücret farklarını talep ettiklerini, müvekkilinin yasal anlamda mevsimlik işçi olmamasına rağmen evraklarda mevsimlik işçi olarak gösterildiğini, her Ağustos ayının son günlerinde evrak üzerinde çıkış verildiğini, 3-4 gün sonra Eylül ayının ilk haftasında yeniden girişinin yapıldığını, en son 28.11.2008 tarihinde iş sözleşmesinin askıya alındığının bildirildiğini ve tüm isteklere rağmen iş sözleşmesinin askıda devam ettiği belirtilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının
ödenmediğini, nihayetinde müvekkilinin işyerinde çalışmakta iken işverenin talimatı doğrultusunda Noter aracılığı ile istifa gönderen 500 işçi gibi noterden ihtarname düzenlediğini ve bunun üzerine kök ücret üzerinden, son bir yıl içerisinde TİS ile sağlanan sosyal hak ve çıkarlardan yararlanmadığı gerekçe gösterilerek kıdem tazminatı eksik ödenirken ihbar tazminatının sözleşmeyi kendisinin feshettiği gerekçesi ile ödenmediğini, Yargıtay 9. HD’nin yerleşmiş kararları gereği daimi işçinin oluru olmaksızın ücretsiz izine gönderilmesinin iş sözleşmesinin feshi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin gerçekte iş sözleşmesinin 28.11.2008 tarihinde feshedilmiş olduğunun kabulü ile ek sosyal ücretler gözetilmeksizin eksik ödenen kıdem tazminatı farkı ile ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğini, işçinin ücretsiz izine gönderilip yeniden başlatılması halinde ücretsiz, izin sürelerinin 15 günlük kısmının kıdem süresinden sayılması gerektiğini beyan ederek 500 TL kıdem tazminatı farkı, 500 TL ihbar tazminatı, 1.000 TL izin ücreti ve 1.000 TL ücret zam farkı olmak üzere toplam 3.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Çukobirlik vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının müvekkili birliğe gönderdiği feshi ihbar yazısı ile zorlayıcı sebeplerle işin sık sık durmasını gerekçe göstererek 4857 Sayılı Yasa’nın 24/III. maddesine dayanarak iş akdini kendisinin feshettiğini, iş akdini bu suretle kendisi fesheden işçiye ihbar tazminatı ödenmeyeceğinin yasa hükmü olduğunu, davacının müvekkili kooperatifte mevsimlik işçi olarak çalıştığını, Yargıtay ilke kararlarında mevsimlik işin çalışmanın yılın belli dönemlerinde sürdürüldüğü veya tüm yıl boyunca çalışılmakla birlikte çalışmanın belli dönemlerinde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler olarak tanımlandığını, Yargıtay’ın tanımlamasına uygun şekilde davacının çalıştığı işyerinin faaliyetinin tamamen mevsime dayalı olarak icra edildiğini, müvekkili birlikçe ortakların ürünlerinin hasat dönemlerinde mubayaa edildiğini, merkez, yağ fabrikasında işlenerek elde edilen mamullerin satıldığını, ölü dönemde ise rutin ve zorunlu muhasebe işlemleri haricinde hiçbir faaliyet gösterilmediğini, davacının yaptığı işinde mevsime dayalı iş olduğunu, tarıma dayalı faaliyet yürüten müvekkili kooperatifin faaliyet konusunun da doğal olarak mevsimsel özellik taşıdığını, davacının en az bir yıl çalışma ve mevsimlik işte çalışması nedeniyle 4857 Sayılı Yasa’nın 53/1 ve 53/3. maddeleri uyarınca davacının çalıştığı dönemde yıllık izine hak kazanmadığını, iddia edildiğinin aksine davacının mevzuat gereği hak etmiş olduğu tüm yasal haklarını eksiksiz aldığını, kıdem tazminatı farkı ve sair ad altında her hangi bir bakiye alacağının bulunmadığını, kendi el yazısı ile düzenleyerek müvekkili birliğe vermiş olduğu ibraname ile müvekkili birlikten her hangi bir hak ve alacağının olmadığını beyanla kurumu tamamen ibra etliğini, davacının ibranamedeki imzaya itiraz etmediğini savunarak davanın Yargıtay 9. HD’nin kararları doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosyada mevcut deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının hizmet süresi konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
Dosyada bulunan hizmet cetveli dökümünden ve her iki tarafın beyanlarından işyerinde ücretsiz izin uygulamasının olduğu izlenimi edinilmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da davacının ücretsiz izinde geçirdiği süreler olduğu kabul edilerek bu ücretsiz izinde geçen sürelerin dışlanması gerekeceği belirtilmiş ve fakat bir kısmı çalışılmış gibi kabul edilerek tazminata esas hizmet süresi tespit edilmiştir. Davacının fiilen çalışmadığı günlerin hizmet süresine esas alınması hatalıdır.
3- Davacının yıllık izin ücretine esas sürenin belirlenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Davacının hizmet döküm cetvelinde “2-ücretsiz izin” ve “13-diğer nedenler” kodu ile gösterilen süreler de hizmet süresine eklenmiştir. Sayılan kod numaralarının mahiyetlerinin ne olduğu açıklatılarak niteliğinin saptanması ve bu sürelerin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 55. maddesindeki çalışılmış sayılan hallerden olup olmadığı belirlenerek yıllık ücretli izin süresi hesabından dışlanıp dışlanmayacağının tespiti gerekirken yazılı şekilde eksik değerlendirme ile karar verilmesi hatalıdır.
4- 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 55/d maddesi yıllık ücretli izin hesabında çalışılmış gibi sayılan hallerden, zorlayıcı sebepler yönünden işin bir haftadan fazla tatil edilmesi ile ilgili olup somut olaydaki ücretsiz izin uygulaması yapıldığı kabul edilen dönem için anılan Yasa hükmünün uygulama imkânının bulunmadığının değelendirilmemesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.