Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/332 E. 2015/13461 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/332
KARAR NO : 2015/13461
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

MAHKEMESİ : … İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bakiye ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, 26/11/2009 tarihli, 150 TL. meblağlı makbuzdaki imza davacı vekili tarafından inkar edilmemiştir. Nitekim, bu belgedeki imzanın, imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunda davacıya ait olduğu da belirtilmiştir. Davacı vekili, “bu makbuzda KDV kaydı bulunduğunu, ama işçiye KDV ödemesinin mümkün olmadığını, bu makbuzun işletme müşterisinin ödemeyi nakit yapması durumunda ödediği KDV’nin müşteriye iade edilmek amacı ile verildiğini, asgari geçim indirimi olmadığını” ileri sürmüştür.
Davacı vekilinin bu beyanı karşısında, davacı asıla bizzat bu belge gösterilerek, bu belgenin verilmesine neden olan somut olayın ne olduğu, bu belgenin asgari geçim indirimi ödemesine ilişkin olup olmadığı açıklattırılarak, gerekirse tarafların bu konuda gösterecekleri yeni deliller toplanıp ve gerekirse şirket kayıtlarında inceleme yaptırılarak, bu makbuzdaki bedelin asgari geçim indiriminden mahsup edilip edilmeyeceği irdelenmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-21/03/2010 tarihli 430 TL. bedelli, 22/03/2010 tarihli 500 TL. bedelli “vergi iadesi” yönünde açıklamaları olan 2 adet makbuz açısından, imza incelemesine ilişkin ilk bilirkişi raporunda imzaların davacıya ait olmadığı belirtilmiş, imza incelemesine ilişkin ikinci bilirkişi raporunda imzaların davacıya ait olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili, bu iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesini istemiştir.
Bahsi geçen 2 adet belgedeki imzaların davacı asıla bizzat gösterilerek sorulması, davacı asılın imzaları inkar etmesi halinde, bu imzaların davacıya ait olup olmadığı konusunda … ‘ndan rapor alınarak, sonucuna göre bu belgelerdeki miktarların asgari geçim indiriminden mahsubunun gerekip gerekmediğinin irdelenmemesi hatalıdır.
4- Asgari geçim indirimi açısından, bilirkişi raporu ile hesaplanan ve davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile talep edilen miktar 745,79 TL. olmasına rağmen, Mahkeme tarafından 769 TL. asgari geçim indiriminin hüküm altına alınması hatalıdır.
5-İlk imza incelemesine dair bilirkişi raporunda tediye makbuzlarındaki imzaların davacıya ait olmadığı belirtilmiş, ikinci imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunda ise, 01/08/2010 tarihli belge ile tediye makbuzlarındaki imzaların davacıya ait olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle Mahkeme kararının gerekçesinde “her iki bilirkişi raporunda da davacının elinin ürünü olmadığı yönünde tespit yapıldığı, dolayısı ile belgenin tek bir seferde düzenlenmediği diğer bir ifade ile nüsha tarzı belgeye sonradan yazılmış olduğunu belirtmiştir” şeklindeki açıklamanın yer alması, bilirkişi raporu ile uyumlu olmadığından, hatalıdır.
6-Mahkeme tarafından son oturumda değerlendirilen 01/08/2010 tarihli, belge açısından, söz konusu belgenin bizzat davacıya gösterilerek, belgedeki yazı, tarih ve imzaların kendisine ait olup olmadığının ayrı ayrı ve açıkça sorulup, yazıyı ve imzayı kabul eder ise belge içeriği açıklattırılıp, yazı ve/veya imza inkarı olduğu takdirde …’ndan rapor alınarak talepler hakkında sonuca gidilmelidir.
7-Mahkeme kararının gerekçesinde davacının son aylık ücretinin brüt 1.000 TL. olduğunun belirtilmesi, hüküm fıkrasında ise aylık net 1500 TL. ücrete göre yapılan hesaplamanın esas alınması, bu şekilde çelişki yaratılması hataldır.
8-Yukardaki bozma nedenlerine ve hüküm tarihindeki mevzuata göre yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin yeniden hesaplanması gerekeceği göz önüne alınmalıdır.
9- Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemesine rağmen, ıslah ile artırılan kısımlara da faiz yürütülmesi hatalıdır.
10-Asgari geçim indirimine yasal faiz yürütülmesi gerekirken en yüksek mevduat faizi yürütülmesi hatalıdır.
11-Hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/04/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.