Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/32840 E. 2014/33826 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/32840
KARAR NO : 2014/33826
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2012/570-2014/413

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, izin ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle,
Duruşmada tefhim edilen kısa kararda, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti talepleri, bilirkişi raporu doğrultusunda kabul edilmiş, davacının diğer taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Gerekçeli kararın hüküm fıkrası kısmında ise, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, gerekçeli kararın hüküm fıkrası kısmında, hüküm altına alınan miktarların hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucu (hüküm fıkrası) kısmının çelişip çelişmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için HMK’nun ilgili maddelerinin incelenmesi gerekmektedir;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi gerekmektedir.
Aynı yasanın 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında, gerekçeli kararın, tehfim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
10.04.1992 gün ve 1991/7  Esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucu (hüküm fıkrası) kısmının çelişmesinin başlı başına bir bozma sebebi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda;
Duruşmada tefhim edilen kısa kararda, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti talepleri, bilirkişi raporu doğrultusunda kabul edilmiş, davacının diğer taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Gerekçeli kararın hüküm fıkrası kısmında ise, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, gerekçeli kararın hüküm fıkrası kısmında, hüküm altına alınan miktarların hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Anlaşıldığı kadarıyla, gerekçeli kararın hüküm fıkrası kısmı başka bir davada verilen kararın hüküm fıkrasıdır. Kararın 13/05/2014 tarihli duruşmada verilmesine rağmen, gerekçeli kararın sonunda yer alan tarihin 24/04/2014 olarak yazılmış olması bu olasılığı güçlendirmektedir.
Sonuç olarak, mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın hüküm sonucu çelişkili olup, salt bu aykırılık bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.