Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/32342 E. 2014/33245 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/32342
KARAR NO : 2014/33245
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : ADANA 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2014
NUMARASI : 2012/66-2014/212

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi G.Yaprak Koçak tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız ve ihbarsız olarak feshedildiği iddiasıyla kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ile aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyularak, dosyadaki delillere ve bilirkişi raporuna dayanarak iş akdinin işveren tarafından haksız ve ihbarsız olarak feshedildiği gerekçesiyle fazla mesai talebinin reddine, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ayrıca 29.08.2014 tarihli ek karar ile hüküm fıkrasında değişiklik yapılmıştır.
D) Temyiz:
Tavzih kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. H.U.M.K. m. 455’te; “hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkralar ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref’ini isteyebilir” denmektedir. H.U.M.K. m. 455’te belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. (YHGK’nın

14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E. 300 K. sayılı ilamı). Bunun gibi Yargıtay kararları hakkında da tavzih yoluna başvurulabilir. Tavzih kararı ile hükmün değiştirildiğini iddia eden temyiz yoluna başvurabilirse de, Yargıtay Dairesi’nin kendi kararlarının tavzihi ile ilgili verdiği kararlara karşı Hukuk Genel Kurulu’na temyiz yoluna başvurulamaz. (YHGK’nın 15.03.1969 gün ve 1969/2-466 E. 178 K. sayılı ilamı)
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz. İlamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisi yoktur. Hüküm ancak onu vermiş olan mahkemece tavzih edilir.
Hakim tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001, cilt 5, sayfa 5270 vd.) Öte yandan, Yargıtay’ın istikrar kazanmış görüşüne göre maddi hata kazanılmış hak oluşturmaz.
Somut olayda dava konusu hak ve alacaklar kapsamında, davacı işçinin açtığı ve dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen Adana 1. İş Mahkemesinin 2010/283 Esas sayılı dosyası hakkında bir karar verilmemiş ve karar süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Bilahare, davacının hüküm fıkrasında yer almayan, birleştirilen dosyadaki talepleri hakkında tavzih yoluyla karar verilmesi talebini müteakiben, Mahkemece 28.08.2014 tarihli ek karar ile birleştirilen dosyadaki alacaklar hakkında hüküm kurulmuştur. HMK.nun 305/2. maddesine göre hüküm fırkasında taraflara tanınan hak ve borçlar sınırlanıp genişletilemeyeceği gibi değiştirilemeyeceğinden Mahkemece usule aykırı olarak tavzih yolu ile birleşen dava hakkında karar verilmesi hatalı olup 28.08.2014 tarihli tavzih kararının bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, sair temyiz hususlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.