YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3147
KARAR NO : 2014/6045
KARAR TARİHİ : 26.02.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2012/182-2013/270
DAVA :Davacı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğünce 24.02.2012 tarih B.13.4.BÖM. 1.11.00.00/104-9660 sayılı raporun” iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı dava dilekçesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğünün 24/02/2012 tarih ve B.13.4.BÖM.1.11.00.00/104-9660 sayılı raporunun (yazısının) iptalini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iptalini talep ettiği raporun icrai nitelikte olmadığını bu nedenle raporun iptaline yönelik dava açmada hukuki yarar bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, iptali istenen raporun icrai niteliğinin bulunmadığı, her hangi bir idari para cezasının da bulunmadığı bu nedenle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Somut olayda, her ne kadar davacı dava dilekçesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğünün 24/02/2012 tarih ve B.13.4.BÖM.1.11.00.00/104-9660 sayılı yazısının iptalini talep etmiş ise de dava dilekçesinin içeriğinden, davacının iş bu yazı ekinde kendisine tebliğ edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görevli iş müfettişi Cengiz Aydemir tarafından tanzim olunan 16/08/2011 tarih ve 39 numaralı “İnceleme Raporu” nun iptalini talep ettiği anlaşılmıştır.
İptali istenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görevli iş müfettişi Cengiz Aydemir tarafından tanzim olunan 16/08/2011 tarih ve 39 numaralı “İnceleme Raporu” incelendiğinde, raporun davalı işyerinde çalışan bir işçinin şikayeti üzerine, işyerinde yapılan denetim sonucunda tanzim edildiği, raporun sonuç bölümünde, denetimi yapılan işyerinde görülen eksikliklerin belirtildiği, aynı işyerinde belirli bir süre sonra kontrol teftişinin yapılmasının uygun olacağının belirtildiği görülmüştür.
İş Kanununun 92 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanakların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğu, iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebileceği ve iş mahkemesi kararına karşı da 5521 Sayılı Yasanın 8 inci maddesine göre tarafların kanun yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir.
İş Kanununun 108 inci maddesinde, İş Kanunu’nda öngörülen idari para cezalarının hangi kişi veya kurumlarca verileceği düzenlenmiştir. Buna göre, İş Kanunu’nda öngörülen idari para cezalarının bir kısmı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürü tarafından, bir kısmı Türkiye İş Kurumu Bölge Müdürü tarafından verilecek ve verilen bu cezalar genel esaslara göre tahsil edilecek, idari para cezasına karşı Sulh Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilecektir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeler göstermektedir ki, iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporlar ile İş Kanunu’nda öngörülen idari para cezaları farklı işlemlerdir. İş müfettişlerinin idari para cezası verme yetkisi yoktur. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporlarda, teftişi yapılan kişi ya da kurumlara idari para cezası verilmesi gerektiği yönündeki tespitler, iş müfettişinin yaptığı denetim sonucunda yaptığı tespitler olup, idari para cezası verme yetkisine sahip kişi ve kurumları bağlayıcı nitelikte değildir. Bir başka anlatımla, iş müfettişi raporunda, denetimini yaptığı kişi ya da kuruma idari para cezası verilmesi gerektiğini belirtmiş olsa da idari para cezası verme yetkisine sahip kişi ve kurumlarca denetimi yapılan işverene idari para cezası verilmeyebilecektir.
Ayrıca her iki işlemin yargısal denetim mekanizması da farklıdır. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporlara karşı yukarıda da belirtildiği üzere iş mahkemesine itiraz edilebildiği halde, idari para cezası verme yetkisine sahip kişi ve kurumlar tarafından verilen idari para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilmektedir.
Somut olay açısından yukarıda yazılı yasa hükümleri ve yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin iptalini istediği raporun iptal edilmesinde hukuki yararının bulunduğu, raporun icrai nitelikte olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, yine mahkeme gerekçesinde yer alan davalı şirket aleyhine idari para cezası verilmemesinin iş bu dava ile bir ilgisinin bulunmadığı, rapor tanzimi ve idari para cezası verilmesi hususlarının iki ayrı işlem olduğu anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.