Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/30378 E. 2014/29509 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30378
KARAR NO : 2014/29509
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 22. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2014
NUMARASI : 2013/726-2014/256
DAVA :Davacı, Bakırköy Kaymakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile müvekkil sendika arasında akdedilen 01.01-2012-31.12.2013 yürürlük tarihli Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmasının gerektiğinin tespiti ile söz konusu Toplu İş Sözleşmesine ragmen müvekkil sendikaya üye işçilere imzalatılan bireysel iş sözleşmelerinde yer alan işçi lehine düzenlemelerin 6356 sayılı Kanunun 36. maddesi hükmü gereği Toplu İş Sözleşmesiyle birlikte uygulanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında imzalanmış ve yürürlükte olan 01.01.2012-31.12.2013 dönemlerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi olduğunu, ancak davalının, TC. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulunun (Fon Kurulu) 16.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı kararı gereği olarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında çalışan işçilerin Norm Kadro Standartları, İş Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Standartlarına İlişkin Esasları belirleyen düzenleme çerçevesinde üyesi olan işçilere bireysel iş sözleşmeleri imzalatıldığını, TİS’in uygulanmadığını, imzalatılan bireysel iş sözleşmelerinin uygulandığını, bu uygulamanın sendikal haklara zarar verdiği gibi üye işçilerin ekonomik ve sosyal haklarına zarar verdiğini, uygulamanın hukuka aykırı olduğunu, yürürlükteki Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmasının ve bireysel iş sözleşmelerindeki lehe ve daha üstün olan hakların Toplu İş Sözleşmesi ile birlikte uygulanması gerektiğinin tespitini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açmada hukuki yararının olmadığını, davacının Toplu İş Sözleşmesinin yorumuna ilişkin olarak 6356 sayılı Kanunun 53.maddesi uyarınca yorum davası açma hakkının olduğunu fakat davanın eda davası niteliğinde tespit davası olduğunu, 6356 sayılı Kanunun 36.maddesinde Toplu İş Sözleşmesinde iş sözleşmesine aykırı hükümlerin olması halinde işçi yararına olan hükümlerin uygulanacağı düzenlemesinin bulunduğunu, bu düzenlemeye göre davalı ile işçiler arasında imzalanan bireysel iş sözleşmelerinde yer alan işçi yararına hükümlere üstünlük sağlanacağı ve uygulanacağı konusunda taraflar arasında tartışma olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, Anayasa’nın 53. maddesi ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 6. maddeleri gereğince; toplu iş sözleşmesindeki hükümlere aykırı olan ve işçinin aleyhine olan iş sözleşmesi hükümleri geçersiz olduğu; işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesine aykırı hükümler içeren vakıf çalışanları ile yapılan iş sözleşmesindeki hükümlerin olduğu gerekçesiyle; işyerinle taraflar arasında bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmasının gerektiğinin tespitine, bununla birlikte sendikaya üye işçilere imzalatılan bireysel iş sözleşmelerinde yer alan işçi lehine düzenlemelerinde Toplu İş Sözleşmesiyle birlikte uygulanmasının tespitine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Toplu İş Sözleşmesinden doğan hakların ihlâli durumunda ortaya çıkacak hak uyuşmazlığı eda davasına konu yapılabilir. Eda davasının özelliği Toplu İş Sözleşmesinden doğan hakların taraflardan her biri tarafından yerine getirilmemesi halinde açılabilmesidir. Bununla beraber, eda davası çoğu kez Toplu İş Sözleşmesinin normatif hükümlerinin işveren tarafından ihlali ya da inkarı halinde hakkı ihlal veya inkar edilen işçiler tarafından açılabilir.
6356 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca sendikalar çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar, yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir. Toplu İş Sözleşmesinin normatif hükümlerinin yorumuna ilişkin davalar ise 6356 sayılı Yasanın 53. maddesinin birinci bendi uyarınca sözleşmenin taraflarından her biri tarafından açılabilir. Somut olayda davacı sendikanın 01/01/2012- 31/12/2013 tarihleri arasında geçerli Toplu İş Sözleşmesinin ve işçilere imzalatılan bireysel iş sözleşmelerinin lehe olan hükümlerinin birlikte uygulanması gerektiğinin tespitine yönelik davayı bizatihi sendika tüzel kişiliği adına açtığı görülmekle kendi tüzel kişiliği adına dava açan sendikanın HMK’nın 114/e maddesi uyarınca dava takip yetkisine sahip olmadığı gözetilmeksizin davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken esasa ilişkin hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.