Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/30312 E. 2014/30091 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30312
KARAR NO : 2014/30091
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : ANTALYA 4. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2012
NUMARASI : 2010/559-2012/254
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret alacağı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının haksız paralar topladığını, İş Kanunu’nun 25/II-( b ), ( e ) maddesi uyarınca iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti istemleri hüküm altına alınmış, fazla çalışma ücreti isteminin de reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez (Yargıtay 9. HD. 1.12.2009 gün, 2008/11819 E, 2009/32509 K).
Somut olayda, davalı işveren tarafından davacıya Noterden gönderilen 06.09.2010 keşide tarihli fesih ihtarında devamsızlık olgusuna dayanılmakta iken, yerel Mahkemenin fesih gerekçesinde İş Kanunu’nun 25/2-d maddesine göre işverene yahut aile üyelerinden birine sataşması ve 25/2-e maddesine göre doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan davranışlarda bulunmasına dayanılmaktadır. Davalı taraf da cevap dilekçesinde fesih sebebi olarak davacı işçinin haksız paralar toplamasına, kat maliklerine karşı tehditkar ve hakaretvari konuşmalarda bulunmasına dayanmıştır. Davalı işverene ait Karar Defterinde de (14/07/2010 tarihli kararda) “kapıcı N.. A..’nın iş akdinin feshedilerek kendisine noter aracılığı ile tebliğ edilmesine oy birliği ile karar verilmiştir” denilmekle dosya kapsamından, işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin 2010 Eylül ayına kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, fesih gerekçesi olarak 14/07/2010 tarihli fesih kararına ve bu karara dayanak olan olaylara dayanılamayacağından, davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin anılan olaylar gerekçe gösterilerek reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.