Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/30179 E. 2014/34815 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30179
KARAR NO : 2014/34815
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2014/52-2014/490

DAVA :Davacı, borçlu olmadığının tespitine ve ek bordro düzenlenmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 27/07/2012 tarih 67 sayılı iş müfettişleri tarafından tanzim olunan raporun iptali ile bu rapor nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ve ek bordro düzenlenmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş müfettişleri tarafından tanzim olunan ve iptali istenen raporun kesin olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı kurum tarafından düzenlenen 27/07/2012 tarih ve 67 sayılı raporun iptaline ve bu rapor nedeniyle davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında iş müfettişlerinin işçi alacaklarına ilişkin tespitlerine yönelik açılan davaların hukuki niteliği ile buna bağlı olarak somut olayda dava şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında uyuşmazlık mevcuttur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 91. maddesinin 2. fıkrasında, “30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 10. maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüklerince incelenir” denilmiştir.
Aynı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan dava çeşitleri 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 105. ile 113. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Eda davası, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesinin talep edildiği dava türü olarak tanımlanmışken, tespit davası ise mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edildiği dava çeşidi olarak açıklanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasına göre iş müfettişi raporlarına karşı açılan davalar, işçilerin bireysel başvuruları üzerine iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşıdır. Bu tespite işçi tarafından, yapılan tespitin eksik olduğu ve daha fazla alacağı bulunduğu gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava eda davası karakterindedir. Sözkonusu tespite işveren tarafından, yapılan tespitin hatalı olduğu ve tamamen ya da kısmen borçlu olmadığı gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava menfi tespit davası niteliğindedir. Bu son halde kanunda özel olarak düzenlenmiş olması nedeniyle davacı işverenin bu davayı açmakta, kanunun ifadesiyle “hukuken korunmaya değer güncel bir yararı” bulunduğu kabul edilmelidir. Başka bir ifadeyle tespit davaları için ayrıca araştırılan hukuken korunmaya değer güncel bir yarar koşulunun bu dava açısından mevcut olduğu değerlendirilmelidir.
Görüldüğü üzere, iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davalar, yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup her halükarda bu davaların tarafları işçi ve işverendir. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün bu davalarda taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı işveren tarafından iş müfettişinin işçi alacaklarına dair tespitine karşı borçlu olunmadığı gerekçesiyle itiraz edilerek Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Gaziantep Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü aleyhine karşı dava açılmış ve sonuçlandırılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında konu değerlendirildiğinde, davanın, taraf sıfatı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.