YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28283
KARAR NO : 2014/39610
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2014
NUMARASI : 2013/668-2014/220
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01/05/2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Kontrol Merkezinde proje sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, gezi olayları sırasında atılan bir twit’e karşı yapmış olduğu yorum neticesinde işyerinde davacıya baskı ve mobbing uygulandığını, 23/10/2013 günü insan kaynakları şefinin davacıya sözlü olarak işine son verildiğini bildirdiğini, davacının, işten çıkarılma sebebini sorduğunda “E.. yukarıdan geldi. Ben de bilmiyorum” cevabını aldığını iddia ederek geçerli bir nedene dayanmayan, yazılı olarak bildirilmeyen usul ve yasaya aykırı feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 05/07/2010 -23/10/2013 tarihleri arasında davalı şirkette harita mühendisi olarak çalıştığını, 23/10/2013 tarihinde istifa dilekçesi vererek yasal haklarının kendisine ödenmesini talep ettiğini, istifa nedeni sorulduğunda Büyük Şehir Belediyesine memur olarak geçmek istediğini söylediğini, davacının bütün hak ve alacaklarının ödendiğini, müvekkili şirketi ibra ederek alacak haklarından vazgeçtiğini, davacının kendisine baskı yapıldığı ve mobbing uygulandığı iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının istifa ederek iş akdini sonlandırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı iş akdinin feshinin geçersiz olduğu iddia ederek işe iadesini talep etmiştir. Davalı taraf ise davacının 23/10/2013 tarihinde istifa ettiğini savunmuştur.
Davacı, davalı tarafından istifa dilekçesi olarak sunulan belgenin, kendisinden hizmet süresi içinde muhtelif zamanda, rızası hilafına alındığını, belgenin tarih kısmının “…/…/2012” şeklinde olmak üzere, boş olarak matbu şekilde imzalatıldığını, daha sonra kendisinin istifa iradesi olmadığı halde bu belgenin tarih kısmının davalı tarafından doldurularak istifa dilekçesi olarak işleme konulduğunu iddia etmiştir. Davacının bu iddiası, davalı tanığı H.. G..’in “…biz işimizi kaybetmemek adına bize verilen belgeleri imzalıyorduk, içeriğini de okumadan imzaladığım belgeler vardı…” şeklindeki beyanları ile doğrulanmıştır. Söz konusu dilekçede ki 2012 olarak yazılı olan rakamın 2013 olarak düzeltildiği açıkça görülmektedir. Bu düzeltmede davacının onayı bulunmamaktadır.
Ayrıca davacı tanığı E.. D..’in “… Davacı da benimle aynı şekilde … Büyükşehir belediyesine geçmek istiyordu, benimle ilgili yönetim kurulu kararıyla ben İstanbul Büyükşehir belediyesinin sözleşmeli mühendisi olarak aynı görevde çalışmamı sürdürdüm. Ancak bu dönemde davacıya imzalatıldığı söylenen belgelerin içeriğini bilmiyorum. Biz aynı tarihte davacıyla birlikte 2012 yılında belediyeye geçmek için başvuruda bulunduk, benim başvurum kabul edildi. Davacının başvurusu kabul edilmemiş olsa gerek davacı çalışmaya İsbak A.Ş. çalışanı olarak devam etti …”şeklindeki beyanları ve dosyada yer alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Daire Başkanlığı Trafik Müdürlüğü’nün …/02/2012 tarihli yazısından, davalının savunmasının aksine, davacının, istifa ettiği iddia edilen 23.10.2013 tarihinde değil de, daha önceki 2012 tarihinde Büyükşehir Belediyesi bünyesine geçme talebi ve iradesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu istifa dilekçesi hükümsüz olup, işveren tarafından yapılan fesih de, geçerli ya da haklı bir nedene dayanmamaktadır. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken tahrifatlı istifa dilekçesine dayanarak davanın reddi hatalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21.maddesi gereğince davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının, işverenin, feshin dayanağı olarak tahrif edilmiş istifa belgesini göstermesi ve fesih şekli dikkate alındığında üst sınırdan belirlenmesi uygun görülmüştür.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 8 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNİN TESPİTİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 451.35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile 23.12.2014 tarihinde karar verildi.