YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/27724
KARAR NO : 2014/40102
KARAR TARİHİ : 25.12.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 14. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2014/183-2014/409
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, fsih tarihinde iş yerinde çalışan işçi sayısının 30’un altınada olduğunu ve feshin geçerli nedene dayandığını savunarak; davanın reddine hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece davalı şirkette fesh tarihi itibari ile çalışan sayısının 30’un altında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar süresinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Kısaca “İş Güvencesi Kanunu” olarak adlandırılan 4773 sayılı Kanunda on veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçilerin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması öngörülmüş, daha sonra yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu’nda bu sayı 30’a çıkarılmış; 18.maddede bir işverenin aynı iş kolunda birden fazla işyeri varsa, işyerinde çalışan işçi sayısının tespitinde bu yerlerdeki toplam işçi sayısının dikkate alınması gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre, birden fazla işyeri bulunan bir işverene ait aynı işkolundaki işyerleri bir bütün olarak düşünülmelidir. İş güvencesi hükümleri kapsamına girecek işyerlerinin belli sayıda işçi çalışması koşuluna tabi tutulması kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere küçük işyerlerinin korunması düşüncesinden kaynaklanmaktadır. 158 sayılı ILO sözleşmesinde, işçilerin özel istihdam şartları bakımından veya istihdam eden işletmenin büyüklüğü veya niteliği açısından esaslı sorunlar bulunan durumlarda, işçilerden bir kısmının iş güvencesinin tamamı veya bir kısım hükümlerinin kapsamı dışında tutulabileceği öngörülmesine rağmen, kanun koyucu tarafından yurt dışında aynı iş kolundaki işyerlerinde çalışan işçilerin dikkate alınmayacağı yönünde açık bir düzenleme yapılmamış olması anlamlıdır. Başka bir anlatımla, aynı iş kolundaki işyerlerinin sadece ülke sınırları çerçevesinde değerlendirileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, işçi lehine hareket edilmeli ve aynı iş kolunda başka işyerleri olduğu açık ve kesin olan davalı işverene ait tüm işyerleri dikkate alındığında işçi sayısı bakımından gerekli yasal şartların mevcut olduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; davacının davalı M.. P.. Materials Kimya San. ve Tic. Ltd Şti’nde çalıştığı anlaşılmaktadır. Ticaret sicil kayıtlarından bu şirketin ortakları arasında M.. P.. Materials Commercial Src. Gmb adlı Almanya’da kurulu bir şirketin bulunduğu görülmektedir. Yukarıdaki ilkeler uyarınca uluslararası çalışan bir şirketin Tükiye’deki iş yerinde 30’un altında işçinin çalışıyor olması nedeni ile işçilerin iş güvencesi hükümlerinden yoksun bırakılması yasanın gerekçesi ve ölçülülük ilkesine uygun düşmez. Dolayısı ile fesih tarihi itibari ile çalışan sayısının 30’un altında olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
Davalı işveren, fesih bildiriminde iş akdinin İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca feshedildiğini bildirmiştir. 4857 Sayılı Kanun’un 19. maddesinde yazılı fesih bildiriminde, fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Davalının fesih bildiriminde fesih sebebini açık ve kesin bir biçimde göstermemesi nedeni ile yasanın 19. maddesindeki koşullara uymayan işveren feshinin geçersiz olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-) Mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2-)Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
3-)Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 4 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,
4-)Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
5-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1500-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan 220.20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-)Temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.