Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/25971 E. 2015/36117 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25971
KARAR NO : 2015/36117
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 22. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/161-2014/430

Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalılardan K.Belediye Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin K. Belediyesi’den ihale ile iş alan değişik taşeron firmalarda belediyenin güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş akdinin sona erdirildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödenmediğini, hafta tatillerinde ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti günlerinde çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, haftanın 7 günü akşam 8’den sabah 7’ye kadar çalıştığını, beyanla netice kısmında 500,00 TL kıdem, 350,00 TL ihbar, 500,00 TL yıllık izin, 400,00 ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasını istemiş, yine dava dilekçesinin “Açıklamalar” başlığı altındaki (7.) maddesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 350,00 TL fazla mesai alacağının olduğunu belirtmiş, ıslah dilekçesiyle de fazla çalışma için 10.000,00 TL, yıllık izin için 1.300,00 TL, bayram ve genel tatil alacağı için de 800,00 TL isteyerek ıslahta bulunup ıslah harcını da yatırmıştır.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Kartal Belediyesi vekili, davacının müvekkili belediye işçisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı E. Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi vekili, davacının iş akdinin müvekkil şirket tarafından sona erdirilmediğini, K.Belediyesi’ndeki ihalenin bitmesine rağmen şirketin faaliyetinin devam ettiğini, davacının 30/06/2010, 01/07/2010 ve 02/07/2010 tarihlerinde göreve gelmediğine dair tutanak düzenlediklerini, davacının ihaleyi yeni kazanan Erdoğanlar isimli şirkette çalıştığını, herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 01/02/2007 tarihinden 29/06/2010 tarihlerine kadar davalı belediyeden ihale ile iş alan şirketlerde birbirini takip eden iş sözleşmeleri ile kesintisiz olarak çalıştığı, davalı belediye ile davacının çalıştığı şirketler arasında 4857 sayılı yasanın 2 maddesi anlamında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacının çalıştığı taşeron şirketlerin davacının hizmet akdini devir aldıkları, davalı belediyenin davalı E. isimli şirket ve dava dışı diğer şirketlerle asıl-alt işveren ilişkisinde bulunduğu ve davacının alacaklarından davalı belediyenin ve davalı E. isimli şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı E. isimli şirketin davalı belediye ile hizmet sözleşmesinin 29/06/2010 tarihinde sona erdiği, davacı işçinin 30/06/2010 tarihli sigortasının davalı belediye tarafından yatırıldığı, 01/07/2010 tarihi itibariyle davacının davalı belediyede E. isimli şirketin işçisi olarak güvenlik görevlisi olarak çalışmaya devam ettiği, davalı işveren tarafından davacının hizmet akdinin feshedilmediği, davacı işçinin K. Belediyesindeki çalışmasına kesintisiz olarak devam ettiğinden feshe bağlı haklar olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı talebini reddine, davacının çalıştığı dönem içerisinde haftada bir gün tatil yaptığının sabit olduğu gerekçesiyle hafta tatili ücret alacağının reddine, davacının ıslah dilekçesi ile fazla mesai ücret alacağı talebinde bulunmuş ise de dava dilekçesinde fazla mesai talebi olmadığı, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği gerekçesiyle de fazla mesai ücret alacağı talebini reddine karar verilmiş, ulusal bayram genel tatil ücreti ise kısmen hüküm altına alınmıştır.
D) Temyiz:
Kararı davacı ile davalı Belediye temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davalı Belediyenin Temyizi Yönünden:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre; temyize konu edilen miktar 1.082,06 TL olduğundan ve karar tarihi itibariyle 1.890,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
2- Davacının Temyizi Yönünden:
A) Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacının fazla çalışma ücretinin reddine gerekçe olarak aynen “Davacı ıslah dilekçesi ile fazla mesai ücret alacağı talebinde bulunmuş ise de dava dilekçesinde fazla mesai talebi olmadığından her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğinden fazla mesai ücret alacağı talebini reddine karar verilmiştir.” şeklinde bir açıklamada bulunulmuştur. Ancak aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan ve dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacak kalemi ıslah ile talep edilebilir. Davacı vekili de 24/02/2014 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesinde 10.000,00 TL fazla çalışma ücreti talep ettiği gibi, dava dilekçesinin “Açıklamalar” başlığı altındaki (7.) maddesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 350,00 TL fazla mesai alacağının olduğunu belirtmiş olup, dava dilekçesindeki toplam talebin 2.000,00 TL olduğu, dilekçe içinde 350,00 TL fazla mesai alacağından bahsedilip, netice-i talepte 350,00 TL’nin ihbar tazminatı olarak adlandırıldığı, ancak sonuç talebin toplam miktarının 1.750,00 TL olduğu ve harçlandırılan 2.000,00 TL’nin 250,00 TL’sinin fazla mesaiye karşılık geldiği anlaşılmaktadır. Sonuç itibariyle, davacının gerek dava dilekçesinde ve gerekse ıslah dilekçesinde harçlandırılmış fazla çalışma ücreti isteminin bulunmasına karşın böyle bir talebinin bulunmadığı gerekçesiyle anılan istemin reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.