Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/25525 E. 2014/36930 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25525
KARAR NO : 2014/36930
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : ADIYAMAN İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2014
NUMARASI : 2013/164-2014/284

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine, davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret ve diğer sosyal haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin davacı işe gelmediği ve verilen işleri yapmadığı için 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19, 20, 21 ve 25 maddeleri ile Toplu İş Sözleşmesinin 22 ve 57. maddelerine göre feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda daha önce taraf olduğu sendikanın imzaladığı toplu iş sözleşmesi döneminde iş sözleşmesi feshedilen ve bu nedenle feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası tekrar işe başlatılan davacının, bu davaya konu fesih tarihinde toplu iş sözleşmesi imzalayan sendikaya üye olmadığı, davacının bu sendikaya üye olmaması ve işyerinde otuzdan az işçi çalışması nedeni ile yetkili sendikanın sözleşmeye koyduğu iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı, davacı işçinin 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenen işe iade davası açabilmesi için gerekli işyerinde çalışan en az otuz işçinin bulunması şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Davalı işyerinde sendika üyesi işçilerin çalıştığı ve yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi ile işyerinde işçi sayısı dikkate alınmaksızın, işçilerin iş güvencesi hükümlerinden yararlanmalarının sağlandığı uyuşmazlık dışıdır. Uyuşmazlık toplu iş sözleşmesine taraf sendika üyesi olmayan ve dayanışma aidatı da ödemeyen davacının toplu iş sözleşmesi ile getirilen iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesinde iş güvencesinden yararlanma koşullarından biri olan otuz ve daha fazla işçi bulunma koşulunu işçi lehine toplu veya bireysel iş sözleşmeleri ile düzenlenebileceği, bir başka anlatımla otuz işçi bulunma şartının daha az işçi sayısına (örneğin yirmi ve daha fazla işçi bulunma) indirilebileceği kabul edilmektedir. Kısaca bu düzenleme nisbi emredici olup işçi lehine iş güvencesi kapsamı genişletilebilir. Dairemiz uygulaması da bu yöndedir(22.02.2010 gün ve 2010/4905 E, 2010/4260 K). Ayrıca Toplu İş Sözleşmesi ile işçi lehine getirilecek bu düzenlemeden sendika üyesi işçiler yanında üye olmayan işçilerde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’ maddesi uyarınca yararlanır. Zira anılan hükme göre “İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır”. Böylece, toplu iş sözleşmesi ile bu konularda üyeler yararına ayrım yapılabileceği ve sözleşmenin parasal hükümlerinden sadece üyelerin yararlanacağı açıktır. Buna karşılık, diğer çalışma koşullarına ve bu arada çalışma süresi, yıllık ücretli izin süreleri gibi hükümler ile çalıştırmaya son vermeye ilişkin toplu iş sözleşmesi hükümlerinin taraf sendika üyesi olsun ya da olmasın işyerindeki bütün işçilere uygulanması gerekir(Ç..-C.C.. İş Hukuku Dersleri. Yenilenmiş 27. Bası. İstanbul. s: 608). İş güvencesi hükümleri çalışma koşulları ve çalıştırmaya son vermeye ilişkindir. Toplu iş sözleşmesi ile düzenlenmesi halinde, işyerinde sendika üyesi olsun veya olmasın tüm işçilere uygulanması gerekir. Nitekim somut uyuşmazlıkta, davalının davacının iş sözleşmesini feshederken fesih ile ilgili disiplin soruşturmasını sözleşme hükümlerine göre yaptığı ve sözleşme hükümlerini sendika üyesi olmayan işçiye de uyguladığı sabittir. O halde davacı hakkında toplu iş sözleşme ile kabul edilen iş güvencesi hükümlerinin uygulanacağı davalı işverenin de kabulündedir. Mahkemece fesih konusunda ispat yükü de dikkate alınarak tarafların belirttikleri deliler toplanmalı, bir değerlendirmeye tabi tutulmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.12.0114 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.