Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/24704 E. 2015/36031 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24704
KARAR NO : 2015/36031
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2014
NUMARASI : 2013/115-2014/294

Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 07.03.2005 tarihinde davalı Şirketin Kadıköy’deki işyerinde işe başladığını ancak sigorta bildiriminin 20.09.2005 tarihinde yapıldığını, iş akdinin haksız feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 10.12.2012 tarihli ihtarnamesinde işten ayrılma nedeni olarak sigorta primlerinin eksik yatırılmakta olduğunu gösterdiğini, ancak dava dilekçesinde işten çıkarıldığını iddia ettiğini, bu konuda çelişki olduğunu ve davacının kendisinin işten ayrıldığını, davacının 02.10.2012 tarihinde…..adlı şirketin sahibi olduğu kuyumculuk işyerine girdiğini, davacının ihbar sürelerine uymadığını, işten ayrıldığı tarihten itibaren üç iş günü işe gelmediği ve bu durumun tutanaklarla sabit olduğunu, davacının işyerini kendi terk etmesi nedeni ile tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, davacının sigortasının eksik yatırılmadığını, asgari ücretin baz alındığını, zira kendisinin ofis boy olarak çalıştığını, müvekkil işyerinin bulunduğu iş merkezinin akşam 19.00’da kapandığını, bu durumun müvekkil şirketin alarm kayıtları ile de sabit olduğunu, çalışma saatleri içinde günde bir saat öğlen yemeği ve iki defa 15 dakikalık çay molası verildiğini, saat 08.00’de işe gelseler bile ilk temizlik sonrasında yarım saat kahvaltı sonrası işe başlandığını, mesai ücretleri açısından zamanaşımı definde bulunduklarını, Pazar günlerine denk gelen genel tatil günlerinde çalışılmadığını, anneler gününe denk gelen Pazar günlerinde mesainin geç başlayıp erken bittiğini, müvekkili şirketin her yıl 10’ar gün izin kullandırttığını, izne çıkılmak istenmeyen dönemlerde izin paralarının ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı işçi, aylık ücretinin net 1.400,00 TL olduğunu ve işyerinde bir öğün yemek verildiğini iddia etmiş, davalı işveren ücretin asgari ücret olduğunu savunmuştur.
Davacı tanığı iddiayı doğrulamış, davalı tanıkları davacının 1.000,00 TL ücret aldığını ve öğle yemeğinin işverenlikçe karşılandığını beyan etmişlerdir.
Yapılan emsal ücret araştırmasında bildirilen ücret yemek, yol, ikramiye gibi tüm yan ödemeler dahil net 1.800,00 TL olup, bilirkişi tarafından iddiaya ve savunmaya göre olan ücrete göre ikili hesap yapılmış, mahkemece savunmaya itibarla hesap yapan seçeneğe göre hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç hatalıdır.
Davacı işçinin iddia ettiği ücret davacı tanığı ve emsal ücret araştırması ile ispatlanmış olup, ücretinin iddiası gibi kabul edilip, işverenlik tarafından günde bir öğün yemek verildiği de kabul edilerek belirlenecek ücrete göre yapılacak hesapla işçilik alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, ücretin savunmaya göre belirlenmesi bozma nedenidir.
3-İşçiye verilen ara dinlenme süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, davacının tespit edilen günlük 11 saatlik çalışma süresinden 1 saat yerine 1,5 saat ara dinlenme süresi tenzili hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.