Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/24237 E. 2016/563 K. 13.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24237
KARAR NO : 2016/563
KARAR TARİHİ : 13.01.2016

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, hafta tatil ücreti, resmi bayram tatil ücreti, prim alacağı, fazla mesai ücreti, doğum izni ile süt izni ücreti, ödenmeyen ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin son ücretinin 1.850 TL net olduğunu, müvekkilinin 01/07/2004 tarihinden 16/12/2012 tarihine kadar çalıştığını, müvekkilinin ağır çalışma koşulları ve çalışma saatlerine rağmen gereken ödemelerin zamanında yapılmaması, eksik yapılması, bazı ödemelerin yapılmaması, uyarılara rağmen Kurum’a eksik bildirimde ısrar edilmesi gibi sebeplerle 2012 yılı Kasım ayı başında çalışmaya devam edemeyeceğini, işten çıkacağını ifade ettiğini, işveren tarafından istifasının yazılı olarak sunması istendiği için 12/11/2012 tarihinde yazılı istifasını verdiğini, 19/11/2012 tarihinde işverenin müvekkiline artık işe gelmemesini, ödemelerin banka hesabına yapılacağını ifade ederek işten ayrılmasını istemesi üzerine mesai saati sonunda işten ayrıldığını belirterek; kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, hafta tatili ve resmi bayram tatili ücreti, fazla çalışma ücreti, prim alacağının, doğum izni ile süt izni ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının 12.11.2012 tarihli el yazılı dilekçeyle ve 16.11.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile istifa ederek işten ayrıldığını bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağını, davacının son ücretinin net 753 TL olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin yapıldığında imzalı bordrolarla ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının istifa ederek işten ayrıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı ağır çalışma koşulları ve saatlerine rağmen gereken ödemelerin yapılmaması, uyarılara rağmen SGK’ya ücretin eksik bildirilmesi gibi sebeplerle 2012 yılının Kasım ayının başında çalışmaya devam etmeyeceği işten çıkacağını ifade ettiğini, işverence istifasını yazılı sunması istendiği için istifa dilekçesini verdiğini beyan etmiştir.
Davalı ise davacının 12.11.2012 tarihli işverene verdiği dilekçe ve 16.11.2011 tarihinde noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile istifa ettiğini savunmuştur.
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde yer alan düzenlemeye göre işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse bunun işçi açısından iş sözleşmesinin feshi için haklı neden oluşturacağı öngörülmüştür. İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 435/2. maddesinde de “Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davacının noter kanalıyla gönderdiği 16.11.2012 tarihli ihtarnamede gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini beyan etmiştir. Davacının ücretinin SGK’ya eksik bildirildiği, fazla çalışma ücreti alacağı bulunduğu sabit olup bu durumun davacı işçiye 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı fesih imkanı verdiği davacının bunu işten ayrılmak için bir neden olarak gördüğü, davacının ihtarnamesinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshine yönelik olarak yorumlanması gerektiği, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle reddi isabetsizdir.
3- Taraflar arasında ücretin miktarı konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Davacı net 1850 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı cevap dilekçesinde davacının net ücretinin 753 TL olduğunu, bilirkişi raporuna itirazında ise ücretin 850 TL net alınarak yapılan hesaplamanın doğru olduğunu beyan etmiştir. Davacı tanıkları davacının iddiasını doğrulamış davalı tanıkları ise davacının 800-900 TL ücret aldığını beyan etmişlerdir.
Yargılama sırasında ücret araştırması da yaptırılmıştır. …Odası üretim imalat müdür yardımcısı ve son olarak müşteri temsilcisi olarak çalışan kişinin aylık net ücreti asgari ücret veya işçi ile işveren arasında özel yazılı anlaşma olması halinde anlaşmada belirtilen tutar olabileceği; …, …şehirde 01.07.2004-16.12.2012 tarihleri arasında imzalat müdürü yardımcısı ve 2010 yılından beri müşteri temsilcisi olarak çalışan işçinin 2.000-2.500 TL net ücret alabileceğini; …İşçileri sendikası davacının yaptığı işin büro iş kolluna girdiğinden ücret tespitinin yapılmadığını; Teksif sendikası ise sendikalı bir işçinin (çalıştığı unvan dikkate alınmadan) sosyal yardım ve ödemeler hariç 2012 yılı itibariyle 1.156,63 TL olarak bildirmiştir.
Davacı davalı işyerinde imalat müdür yardımcısı ve son iki yıl ise müşteri temsilcisi olarak çalışmıştır. Davacının yaptığı iş, kıdemi, davacı tanık beyanları ve ücret araştırma sonucu gelen yazı cevapları değerlendirildiğinde davacının 1.850 TL net ücretle çalıştığının kabulüyle alacaklarının bu miktara göre değerlendirilmesi gerekirken ücreti 850 TL net olarak kabul ederek hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi bozma nedenidir.
4- Davacı yaptığı kurumsal satışlardan % 3 oranında prim aldığını son 3 ayda yaptığı 850.000 TL kurumsal satıştan %3 oranında prime hak kazandığını iddia etmiştir. Davacı tanıkları müşteri temsilcilerine prim verildiğini, 80.000 TL’lik satış yapıldığında 800 TL aldıklarını beyan etmişlerdir. Davalı tanığı … davacının prim alacağı olmadığını davacının satış departmanına yetiştirilmek üzere görevlendirildiğini, davacının prim hakkının olmadığını, prim ödemelerinin elden yapıldığını; diğer davalı tanığı imalatta çalışanların prim almadıklarını beyan etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir veriye dayanmadan davacının 850.000 TL satış yaptığı kabul edilerek %1 oranından 8.500 TL prim alacağı çıkarılmışsa da, davacı taraf ne kadarlık satış yaptığını somut ve inandırıcı delillerle ortaya koymadığından prim alacağının bulunduğunu ispatlayamadığının kabulüyle prim alacağı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 13.01.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.