Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/21940 E. 2015/34038 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21940
KARAR NO : 2015/34038
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, iş aktinin davalı tarafından haksız feshedildiğini, davacının haftada 7 gün 08:00-21:00 saatleri arasında çalıştığını, işin mahiyeti gereği bazen 08:00-23:00/00:00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışmalarının ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davalının işçiler arasında yeknesaklığı sağlamak, iyileştirilmiş koşulların sözleşmelere de yansıtılmasını sağlamak, çalışma koşullarını sözleşmelere daha kapsamlı yansıtmak amacı ile 30/07/2012 tarihinde davacının da içinde bulunduğu bir grup işçiye sunum düzenlediğini, ama davacının tüm uyarılara rağmen bu sunumu dinlemeyerek işyerini terkettiğini ve bir daha da işe gelmediğini, davalının devamsızlık eden davacının iş aktini 06/08/2012 tarihinden itibaren haklı nedenle feshettiğini, dava tarihinde davacının davalı tarafından henüz işten çıkarılmadığı için dava açma koşullarının da gerçekleşmediğini, davacının haftada 6 gün 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığını, ara dinlenmeleri sonucu günde 7,5 saat çalıştığını, yılda 270 saat fazla mesai yapmaya ve genel tatilllerde çalışmaya muvafakat ettiğini, fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının bordorlarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, yıllık izin ücretinin ödendiğini iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının hizmet süresinin 25/11/2010 – 08/10/2012 tarihleri arasında toplam 1 yıl 8 ay 6 gün olduğu, bilirkişi Av. .. tarafından verilen 06/05/2014 tarihli ayrıntılı ek raporda açıklandığı üzere işe giriş bildirgesiyle işten ayrılma bildirgelerinin tek taraflı olarak işveren tarafından kuruma bildirilebileceği, bunun tek başına fesih hakkını göstermesi açısından yeterli olmadığı, fazla mesai ücretinin dosya kapsamına göre hesaplandığını, bordrolarda fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil tahakkuku bulunmadığı, davacının yıllık izin ücret alacağının kök raporun düzenlenmesinden sonra hesap dökümüne göre ödendiği, bu nedenle yıllık izin ücret alacağının bulunmadığının rapor altına alındığı, taleplerin sübut bulduğu gerekçesi ile ücret ve genel tatil ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosya içeriğine göre işveren vekilinin iş şartlarında değişiklik yapıldığını bildirdiği ve davacı işçinin bunu kabul etmemesi üzerine işveren vekilinin “bu şartlarda çalışan çalışır, çalışmayan gider” yönünde sözler söylediği, davacı işçinin iş şartlarında esaslı değişiklik olmadan çalışmaya hazır olduğu, iş şartlarındaki değişikliği kabul etmemesinin işçinin feshi olarak değerlendirilemeyeceği, işveren vekilinin sözleri karşısında Mahkeme tarafından feshin işveren feshi olarak değerlendirilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından ihbar tazminatının kabulü isabetlidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, yaptı ise süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Dosya içeriğine göre davacının fazla mesai süresi tanık beyanlarına göre hesaplanmıştır. Davacı tanıklarının davalı ile davaları olduğu, kendi beyanları ile sabittir. Davalı tanıkları normal mesai bitim saatinin 17:00 olduğunu, bu saatten sonra fazla mesai yapılabildiğini beyan etmiş iseler de, saat 17:00’den sonra ne sıklıkla fazla mesaiye kalındığı hakkında beyanları açık ve hesaba elverişli değildir.
Dairemiz tarafından birlikte incelenen 2014/21798 Esas sayılı Dairemiz dosyası ve bir kısım sair benzer nitelikteki dosya kapsamına göre davacının haftada 15 saat fazla mesai yaparak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle 15 saat fazla çalışma yerine, davacının haftada 18 saat fazla mesai yaptığının kabulü hatalıdır.

3-Davacı işçinin hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı, yaptı ise süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dairemiz tarafından birlikte incelenen 2014/21798 Esas sayılı Dairemiz dosyası ve bir kısım sair benzer nitelikteki dosya kapsamına göre davacının ayda 3 hafta tatili çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir. Davacının tüm hafta tatilllerinde çalıştığının kabulü de isabetsizdir.
4-Yıllık izin ücreti açısından, hüküm fıkarsında 396,67 TL. Net alacağa hükmedilmesine rağmen kararın gerekçe kısmında yıllık izin ücretinin kök raporun düzenlenmesinden sonra hesap dökümüne göre ödendiği, bu nedenle yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığının rapor altına alındığı belirtilmiştir. Ancak 2012 yılı Ağustos ayı bordrosunda tahakkuk ettirilen yıllık izin ücretinin ödendiğini gösteren banka ekstreleri dosya kapsamında bulunmamaktadır. Ek bilirkişi raporu ise banka ekstrelerinin sunulup sunulmadığı açısından belirsiz ve açıklayıcı olmayan ifadeler ile yazılmıştır. Bu itibarla;
Öncelikle, 2012 yılı Ağustos ayı bordrosu ödemesini kapsayabilecek tarih aralığına ilişkin olarak tarafların beyanı alınmalı ve bu şekilde belirlenecek tarih aralığına göre banka ekstreleri getirtilerek 2012 yılı Ağustos ayı bordrosunda belirtilen tahakkukun ödenip ödenmediği açıkça ortaya konmalı, banka aracılığı ile yapılmış bir ödeme var ise bu ödemenin davacıya hangi ad altında ödendiği incelenmeli, yıllık izin ücreti adı altında ödenmemiş ise, davacı asıl yapılan bu ödemenin yıllık izin ücreti ödemesi olup olmadığı, yıllık izin ücreti ödemesi değil ise hangi alacağın ödemesi olduğu konusunda bizzat dinlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
5-Hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de ayrı bir bozma nedenidir.
F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.