YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20462
KARAR NO : 2015/32784
KARAR TARİHİ : 18.11.2015
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı işveren, 5 aylık ücret karşılığı olan 22.000 TL’nin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı …’un Akademik Personel İş Sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere, davalı … Üniversitesine bağlı …Edebiyat Fakültesinin psikoloji bölümünde Yardımcı Doçent ünvanı ile akademik personel olarak çalıştığını , iş sözleşmesinin incelendiğinde belirli süreli olduğu ve sözleşmenin bitiş tarihinde yine aynı sözleşmede tarafların karşılıklı iradeleri ile birlikte kararlaştırdıkları şekilde 31.8.2013 olarak belirlendiği kolayca anlaşılacağını, bir öğretim görevlisinin akademik döneminin tam ortasında hiçbir geçerli mazeret göstermeksizin ayrılmasının çalıştığı üniversiteyi ve üniversitede öğrenim gören öğrencileri ne denli mağdur edeceğini belirterek iş akdinin davalı yanca haksız ve mesnetsiz olarak süresinden önce feshi nedeni ile davalı ile müvekkil arasında yapılan iş sözleşmesinin 10. Maddesi uyarınca fesih tarihinden sözleşme süresi sonuna kadar olan süreye tekabül eden ücretin, fazlaya ve davaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 22.000.TL lik kısmın davalı yandan alınarak davacı tarafa ödenmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, Yargıtay süre gelen uygulamasında iş sözleşmesi (işçi -işveren ) ilişkisinde cezai şart ancak belirli süreli sözleşmeler için kararlaştırılabileceğini, aksine belirsiz süreli iş sözleşmeleri için cezasi şart kararlaştırılabilmesi AY. M.48 deki ve m. 49 daki çalışma hakkı ile uyuşmadığını , bu nedenle belirsiz süreli sözleşmelerde kararlaştırılan cezai şart geçersiz olduğunu, ancak ortada belirli süreli iş sözleşmesi olduğu her durumda kararlaştırılan cezai şart her halükarda geçerli olmadığını, ikinci koşul olarak kararlaştırılan cezai şartın iki taraflı /karşılıklı olması gerektiğini , bu içtihat 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunun m.420 /1 hükmü ile yasa normu haline geldiğini, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersiz olduğunu belirterek davacının cezasi şart talep hakkının olmadığının davanın haksız olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Türk Borçlar Kanunun 420. maddesine göre sadece iş aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olduğu, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde sadece davalı işçi aleyhine düzenlenmiş cezasi şarttan bahsedildiği, bu durumda Borçlar Kanunun 420 maddesine göre bu cezasi şartın geçersiz olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece, davanın reddine ve reddedilen miktar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde ise de, davalı lehine hesaplanan vekalet ücretinin eksik belirlenmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
F) Sonuç:
Hüküm fıkrasının 3. bendinin tamamen çıkarılarak yerine;
“Davalı vekili için takdir edilen 2.640,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” bendinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 18.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.