Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/18210 E. 2014/33623 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18210
KARAR NO : 2014/33623
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 18. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2014
NUMARASI : 2013/608-2014/31

DAVA :Davacı ve karşı davalı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine, davalı ve karşı davacı, işe iade isteminin reddi ile davacının üzerinde kalan avans ile bazı yaptığı fazladan harcamalarında iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı reddetmiş, karşı davayı hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı işveren, davacının genel müdür yardımcısı olup aynı zamanda işveren vekili olduğundan işe iade kapsamında kalmadığından işe iade davasının reddini, davacının üzerinde kalan avans ile bazı yaptığı fazladan harcamalarında iadesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davalı tarafça yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığından davanın kabulüne, davalı-karşı davacı davasından feragat ettiğinden davasının reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Mahkemece davalı-karşı davacının alacak davası reddedilmiştir. Tefhim edilen hükümde mahkemece vekalet ücreti hüküm altına alınmamıştır. Mahkemece gerekçeli kararda davalı-karşı davacının açmış olduğu dava yönünden davacı işçi lehine vekalet ücretinde hükmedilmemiştir. Gerekçeli karar davacı vekiline 05.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili 10.03.2014 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Mahkemece 09.04.2014 tarihli ek karar ile davacı tarafça yapılan temyizin tefhimden itibaren 8 günlük temyiz süresi geçtiği belirtilerek temyiz talebi reddedilmiştir. Davacı yönünden temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğ edildiği 05.03.2014 tarihinden başladığından mahkemenin temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin ek kararı usul ve yasaya uygun olmadığından, davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile mahkemece verilen 09.04.2014 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. (26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamımız).
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacının genel müdür yardımcısı olup işletmenin bütününü yöneten işveren vekili yardımcısı olduğu ve işçi alma ve çıkarma yetkisine sahip olduğundan iş güvencesi kapsamı dışında kaldığından davacının işe iade davasının reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
3-İşe iade davası 4857 sayılı İş Kanunun 20/3 maddesi uyarınca iki ay içerisinde bitirilmesi gerektiğinden başka bir dava ile birlikte görülemez. Bu nedenle davalı işveren tarafından açılan karşı davanın tefrik edilmesi gerekirken işe iade davası ile birlikte görülmesi isabetsizdir.
4-Mahkemece davalı işveren tarafından açılan karşı dava feragat nedeniyle reddedilmiştir. Öncelikle davalı-karşı davacı vekili tarafından verilen 18.09.2012 tarihli dilekçede davanın tamamından feragat söz konusu değildir. Ayrıca davalı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece davalı-karşı davacının davasının feragat nedeniyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5-Öte yandan kabule göre de mahkemece davalı-karşı davacının davasının reddedildiği halde davacı işçi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.