Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/16766 E. 2014/28314 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16766
KARAR NO : 2014/28314
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 27. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/516-2014/110

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı iş yerinin “Açma Mahallesi Çamlık Mevki Gölyaka/Düzce” adresinde mukim iş yerinde çalıştığını, davalı işverenin keşide ettiği İstanbul 17. Noterliğinin 14/09/2012 tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; “makine ve kapasite azalması sebebiyle işletmedeki çalışan sayısının 57’den 37’ye indirileceğini, bu sebeple müvekkilinin Velimeşe/Çorlu’daki iş yerinde görevlendirildiğini, müvekkilinin 20/09/2012 tariihnde iş başı yapması gerektiğini müvekkiline ihtar ettiğini, müvekkilinin, davalı işverenliğe göndermiş olduğu Gölyaka Noterliğinin 19/09/2012 tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile görev yeri değişikliği kararının geçerli bir nedene dayanmadığını, asıl amacın Gölyaka’daki sendikalaşmayı önlemek olduğunu belirttiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverenlikçe fiilen 24/09/2012 tarihinde feshedildiğini belirterek, davalı işverenlikçe yapılan feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine, yasal süresi içerisinde işverene başvurmaları halinde kararın kesinleşmesine kadar geçecek en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsiline, davalı işverenlikçe müvekkilinin işe başlatılmaması halinde ödenecek sendikal tazminat miktarının 2821 Sayılı Yasa’nın 31. Maddesi dikkate alınarak 2 yıllık ücret tutarında belirlenerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiğini bildirdiği görülmüştür.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davalının Düzce Gölyaka’da gipe iplik üretim tesisi, Çorlu Velimeşe’de ise gipe iplik üretim ve iplik boyama fabrikasının birlikte yer aldığı 2 adet tesisinin bulunduğunu, davalının Düzce Gölyaka’daki tesisini 5084 sayılı Teşvik yasası kapsamında açtığını ve yasa gereği 5 yıl işlettiği için satma veya devretme hakkını kazandığını, davalı şirketin üretmiş olduğu gipe iplik üretiminde %25-30 oranında boyalı iplik kullanıldığını, boyahanesi olmadığı için bu ipliği piyasadan temin etmek durumunda kaldığını, Çorlu Velimeşe’de yer alan tesisin ise gipe iplik üretimi, iplik ve parça boyama tesisinin birlikte yer aldığı daha entegre bir tesis olduğunu, davalı şirketin hem piyasa koşullarını, hem pazara ve müşteriye daha yakın olması, hem lojistik maliyetleri azaltmak, hem de gipe iplik üretimi ile iplik boyama işlemlerinin entegre bir şekilde yapmak ve boyalı ipliği piyasadan temin etmekten kurtulmak amacı ile almış olduğu karar çerçevesinde işletmesini Çorlu Velimeşe’deki tesisinde bir araya getirmeye başladığını, bu karar doğrultusunda kademeli olarak makinelerin Çorlu Velimeşe’ye taşındığını, davalı şirketin Düzce GÖLYAKA’daki fabrikasında 2012 Ocak ayından 2012 yılının sonuna kadar üretilen ipliklerin aylık toplam tonajı İncelendiği zaman bu üretim azalmasının görülebileceğini, bu durumun davalı şirketi zorunlu olarak Düzce Gölyaka’daki işçilerinden bir kısmını Çorlu Velimeşe’ye davet etme veya iş akitlerini feshetme yolu ile İstihdam fazlalığını ortadan kaldırma zarureti ile baş başa bıraktığını, Düzce Gölyaka’da bulunan işyeri panosuna asılan ve işyerinde çalışmakta olan 54 işçiye imza karşılığı herhangi bir ayırım yapmaksızın duyurulan ilanda bu durum çalışanlara izah edildiğini bu istihdam fazlalığını gidermek için yaklaşık 20 işçinin azaltılması gerektiğini, bu durumun çalışanlar açısından oluşacak muhtemel olumsuzlukları en aza indirmek için öncelikle kıdem, ihbar ve yasal tüm haklarını alması halinde işten ayrılmaya gönüllü olanların ya da Çorlu Velimeşe fabrikada çalışmak isteyenlerin 27 Ağustos 2012 tarihine kadar başvurmalarının istendiğini, bu duyuru üzerine çalışanlardan bir kısmının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi halinde işten ayrılabileceklerini, birinin ise Çorlu Velimeşe’deki fabrikaya gönüllü olarak gidebileceğini bildirdiğini, bu şekilde 20 kişilik istihdam fazlalığının 7 kişisinin çözümlendiğini, ancak başka bir başvuru olmadığı için davacının da aralarında yer aldığı 13 kişiye İstanbul 17. Noterliği’nin 14.09.2012 tarihli ihtarnamesi ile 20.09.2012 tarihinde Çorlu Velimeşe’de yer alan fabrikada çalışmaları için davet edildiğini, 21.09.2012 tarihinde davacıların davalı şirkete ulaşan işyeri değişikliğini kabul etmeyeceklerini bildiren ihtarnameleri üzerine davacının iş akdinin feshedildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde yaklaşık 2-3 sene önceki olay ve tartışmaları ileri sürerek iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini ileri sürdüğünü, aradan geçen bunca süreye rağmen hala bunun iş akitlerinin sebebi olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, şayet böyle bir durumun söz konusu olması halinde, davacının iddia edilen bu olaylara rağmen yaklaşık 2-3 senedir rahat bir şekilde işyerinde çalışıyor olmasının izah edilemeyeceğini, Çalışma Bakanlığı’na işyerinde sendikal faaliyetlere engel olunduğuna dair yapılan şikayet üzerine Düzce Velimeşe’ deki işyerinde denetim yapıldığını ve herhangi bir engellemenin söz konusu olmadığının tespit edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece feshin sendikal nedene dayandığının ispatlanmadığı ancak davalı şirketin norm kadro çalışmasının bulunmadığı, işten çıkarılacak çalışanların belirlenmesinde hangi kriterler seçildiğine ilişkin belge ve dökümanların olmadığı değişiklik feshinde değişiklik teklifinin iş hukukuna ilişkin eşit davranma ilkesini ihlal etmesi halinde işçinin bu teklife katlanmak zorunda olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli olduğunu kanıtlayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (04.04.2008 gün ve 2007/29752 Esas, 2008/7448 Karar sayılı ilamımız). Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri nedenleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında işgörme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı(tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı(keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı(ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
4857 Sayılı Kanunun 22. maddesine göre “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.”
Somut olayda davalıya ait Bolu Gölyaka’da bulunan işyerinde çalışan davacının da aralarında bulunduğu 13 işçiye kapasite azaltılmasından dolayı 57 çalışanın 20 kişi azaltılarak 37 çalışana düşürüleceği, bu 20 kişinin gönüllülük esasına göre belirleneceği, ancak yeterli başvuru olmadığı, bu nedenle şirket yönetimi tarafından davalı şirketin Çorlu Velimeşe’deki işyerinde görevlendirileceklerinin belirlendiği bu nedenle bu yerde işe başlamalarının uygun görüldüğü, taşıma masraflarının şirket tarafından karşılanacağı ayrıca 4 gün ücretli izin verileceği belirtilerek teklifte bulunulduğu, ancak söz konusu teklifin kabul edilmemesi üzerine davacının iş sözleşmesi esaslı değişikliğin işletmenin gerekliliğinden kaynaklandığı, şirketin iki işyeri bulunduğu, davacının çalıştığı işyerinin teşvik kapsamında olduğu için açıldığını ancak gelinen noktada ekonomik ve lojistik sebepler, şirketin müşterilere daha yakın olmak ve daha iyi hizmet vermek adına makinelerin bir kısmının Çorlu-Velimeşe’ye taşıma ve kademeli olarak işletmesini teke indirme ihtiyacının doğduğu, bir çok makinenin Çorlu Velimeşe’deki tesise aktarıldığı gerekçesiyle işletmenin ve işyerinin gereklerinden dolayı feshedilmiştir.
Mahkemece feshin geçersiz olduğuna karar verilmişse de; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin kapasite raporuna göre işyerinin üretim kapasitesinin azaldığı, yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıklarının işyerinde bulunan bir kısım makinelerin Çorlu’ya taşındığını doğruladıkları, Gölyaka’daki işyerindeki işçi sayıları değerlendirildiğinde davalının işletmesel kararı tutarlı uyguladığı, söz konusu işyerine herhangi yeni bir işçi alımı olmadığı bu açıdan işletmesel karara dayanan feshin geçerli nedene dayandığı görülmektedir.
Davacı iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini iddia etmişse de söz konusu işyerinde fesihten sonra halen sendikalı işçilerin çalıştığı, davacı tanıklarının sendikal baskıya yönelik anlatımlarının 2010 yılında gerçekleşen fesihlere ilişkin olduğu bu nedenle feshin sendikal nedene dayandığının da ispatlanmadığı anlaşıldığından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 166.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 25.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.