Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/16639 E. 2015/30734 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16639
KARAR NO : 2015/30734
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2014
NUMARASI : 2012/733-2014/137

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, .. Kurumları bünyesinde aralarında hukuki ve organik bağ bulunan davalı işverenler nezdinde 01/10/1997 tarihinde hizmetli olarak işe başladığını, fazla mesai, yıllık izin ücreti, resmi ve dini bayram tatili ücretlerinin ödenmediğini, bu alacaklarının ödenmesi için Kadıköy 5. Noterliğinin 22/08/2012 tarih ve 08180 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, ihtarnamenin işverenlere tebliğinden sonra işverenlerin ödeme yapmadığını, iş akdinin05/09/2012 tarihinde haksız yere feshedildiğini, hafta içi 07/30- 18:00 saatleri arasında çalıştığını, cumartesi günleri 08:30 – 15:00 saatleri arasında çalıştığını , ayda bir defa pazar günleri 07:30 – 18.0 saatleri arasında çalıştığını, iş yerinde yemek verildiğini, son aylığının net 1.191,00 TL olduğunu iddia ederek; 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 15,000,00 TL fazla mesai alacağı, 100,00 TL genel tatil günleri alacağı, 100,00 TL hafta tatili alacağı, 100,00 TL yıllık ücretli izin alacağı ,100,00 TL ücret alacağı toplamı 15.600,00 TL’nin davalıdan tahsili talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı .. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; davacının şirket kayıtlarına göre 31/12/2004 tarihi itibariyle işinden ayrıldığının tespit edildiğini, bu tarihten sonra herhangi bir çalışmasına rastlanmadığını, şirket nezdinde işe girişten işten ayrılış tarihine kadar talep edilen kalemlerde davacı adına tahakkuk etmiş ve ödenmemiş bir alacağın mevcut olmadığını, diğer davalı şirketle arasında organik bağ bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı D.. Ü.. Rektörlüğü cevap dilekçesinde; vakıf üniversitesi rektörlüklerinin tüzel kişiliğinin bulunmadığını, davanın D.. Ü..ne yöneltilmesi gerektiğini, davacının davalı üniversitede 01/01/2005 tarihinden itibaren hizmetli personel olarak görev yaptığını, 06/09/2012 07/09/2012, 08/09/2012 ve devamındaki günlerde davacının haber vermeden ve herhangi bir mazeret ileri sürmeden işe gelmediğinin tutanaklarla tespit edildiğini, bu nedenle iş sözleşmesinin İş Kanunun 25/II -g bendine göre tazminatsız olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı Gözaçan Ltd. Şti işyerinde de belli bir dönem sigortalı gösterildiği, her iki davalı şirketin aynı adreste kurulu olduğu, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu, iş akdinin davalı işverenlikçe, davacı tarafından ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine feshedildiği, akdin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin davalı işverenlikçe kanıtlanamadığı gerekçesi ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, genel tatil günleri alacağı, hafta tatili alacağı, yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin kabulüne, ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 155. maddesinde “ zamanaşımının müteselsil borçlulardan birine karşı kesilmesi durumunda diğerine karşı da kesilmiş olacağı” hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun 163. maddesine göre ise “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder”. Devam eden 164. Maddeye göre ise “Müteselsil borçlulardan biri, alacaklıya karşı, ancak onunla kendi arasındaki kişisel ilişkilerden veya müteselsil borcun sebep ya da konusundan doğan def’i ve itirazları ileri sürebilir. Müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diğerlerine karşı sorumlu olur”. Bu hükümler dikkate alındığında, zamanaşımı defi müteselsil borçlular için ortak bir defidir. Bu nedenle birinin ileri sürmesi halinde diğeri de yararlanır.
Mahkemece her iki davalı şirketin aynı adreste kurulu olduğu, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu kabul edilmiştir. Dosya kapsamında yer alan belgelerin incelenmesinde; davalı .. Ltd. Şti.’nin idare ve temsile yetkili kişisinin İsmail Doğu Gözaçan, davalı D.. Ü.. temsilcisinin İ.. D.. G.. olduğu, her iki davalının adresinin aynı olduğu, aralarında organik bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan bu tespit doğru olmakla beraber, davalı .. Ltd. Şti.’nin dava dilekçesinde talep edilen alacaklara karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Bu durumda diğer davalı D.. Ü.. bu ortak defiden yararlanmalıdır. Mahkemece davalı Üniversite zamanaşımı itirazında bulunmamış olması nedeniyle zamanaşımının sadece davalı .. Ltd. Şti. yönünden değerlendirilmesi hatalıdır.
Mahkemece davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının her iki davalı açısından geçerli olduğunun kabulü ile işçilik alacaklarının hüküm altına alınması gerekmektedir.
3-Mahkemece 2547 Sayılı Yasa’nın 56/b maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı D.. Ü..’ne harç yükletilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.