Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/15257 E. 2014/34864 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15257
KARAR NO : 2014/34864
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2012/641-2014/68

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı iş yerinde 11.02.2008 tarihinde yedek parça satış temsilcisi olarak işe başladığını, 11.06.2012 tarihinde ise iş akdinin haksız bir şekilde feshedildiğini, 09.06.2012-10.06.2012 tarihleri arasında depoda yapılan sayımda listede olmadığı iddia edilen eksik ve fazla parçaların bulunması ve bununla bağlantılı uygunsuz işlemlerin belirlendiği gerekçesiyle müvekkilinin savunmasının alınarak, iş akdinin 4857 sayılı yasanın 25/II-e maddesi gereğince feshedildiğini, söz konusu tutanakların müvekkile gösterilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, depoda 2 depo sorumlusunun bulunduğunu, depo müdürünün olmadığını, müvekkilinin depo dışında da iş yaptığını depoyu sürekli denetleyebilecek durumda olmadığını bu nedenle yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının sorumlu olduğu depoda yapılan sayımda çeşitli usulsüzlükler yapıldığının tespit edildiğini, davacının depoda gözetim ve denetim sorumluluğu bulunduğunu, davacıya daha öncede uyarı cezası verildiğini, yapılan usulsüzlüklerin 4857 sayılı yasanın 25/II-e maddesi gereğince fesih hakkı verdiğini savunarak; açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davalı tarafça, davacının depo kayıtlarında usulsüzlük yaptığını beyan ederek iş akdini feshetmiş ise de iş yerinde geçmiş yıllara ait stok kayıtlarındaki eksikliklerin ve tutanakların elle düzeltildiği, bu eksikliklere ilişkin ne tür tedbirlerin alındığının anlaşılamadığı, depoda malzeme giriş ve çıkışlarının hangi kurallara tabi olduğu belli olmadığı, dosyada bulunan kayıtların kim tarafından düzeltildiği anlaşılamadığı, davacının depo dışında da çalışması bulunması nedeni ile davalı işverenlik tarafından belirlenen usulsüzlüklerin davacı tarafından yapıldığı net olarak belli olmadığı gerekçeleri ile feshin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığı kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz.
Gerek işverenin geçerli sebebin varlığı gerekse işverenin gösterdiği sebep dışında bir sebeple dayandığı ileri sürülmesi durumunda bu vakıalar bir hukuki işlem olmadığından takdiri delillerle ispatı mümkündür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, iş yerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, her şeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
Somut olayda davacı, davalı iş yerinde yedek parça satış müdürü olarak görevi yapmaktadır. Davacının imzaladığı görev tanımında yönettiği pozisyonlar başlığı altında depo sorumlularına da yer verilmiştir. Davacı işçinin yedek parça müdürü olarak depo ve stoklarla ilgili olarak denetim ve gözetim sorumluluğu bulunduğu tartışmasızdır. 09.06.2012-10.06.2012 tarihlerinde davalıya ait O.. Şube’sindeki depoda sayım yapılmış
ve dosya içerisinde yer alan tutanaklarda belirtildiği üzere eksik ve fazla parçalar ile bir takım usulsüz işlemler yapıldığı tespit edilmiştir. Davacıya daha öncede yapılan bir sayım sonucunda eksik ve fazla ürünlerin tespit edilmesi nedeni ile uyarı verildiği anlaşılmaktadır. Davacının görevini ihmali sonucunda iş yerinde olumsuzluklar yaşandığı ve çalışma düzeninin bozulduğu ve feshin geçerli nedene dayandığı anlaşılmakla, davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı, 274.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 20.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.