Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/14896 E. 2014/31941 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14896
KARAR NO : 2014/31941
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/634-2014/117

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 20/09/2011-14/10/2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, en son departman müdür asistanı olduğunu, çalıştığı süre boyunca hiçbir yöneticisi veya mesai arkadaşı ile sorun yaşamadığını, iş akdinin yasal süreye uyulmadan feshedildiğini, davalı şirketin olaya 03/10/2013 tarihinde vakıf olduğunu gönderdiği ihtarname ile ihtar ettiğini, davacının fesih yazısında ileri sürüldüğü gibi ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı bir fiilinin bulunmadığını, mağaza kapandıktan sonra içeride müşteri yokken diğer çalışanları motive etmek amacıyla espiri mahiyetinde yapılan anonsta yer alan “değerli müşterilerimiz mağazanın içine ettiniz ” ifadesinin İş Kanunu 25/ll maddesinde yer alan haller ve benzerlerinden hiçbirisine uymadığını, davacının olayın akşamı durumu mağaza müdürüne bildirdiğini, davalı şirketin benzer olaylarda uyarı, unvan indirimi gibi uygulamalar yaparken herhangi bir zarara sebep olmayan eylemle ilgili hiçbir tazminat ödenmeden iş akdinin sona erdirilmesinin eşit işlem yükümlülüğüne aykırı olduğunu beyan ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının anons mikrofunu ile ” değerli müşterilerimiz mağazanın içine ettiniz ” şeklinde anons yaptığını, akabinde davacıdan cesaret alan satış danışmanının da küfür ettiğini, söz konusu davranışların kabul edilebilir davranış olmaması kanaati ile her iki çalışanın iş akdinin feshedildiğini, müşterilerin gıyabında dahi olsa müşteri ardından bu şekilde bir uslüp kullanılmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, mağazanın önünden tesadüfen geçen müşterinin veya diğer mağaza çalışanlarının bu sözleri duymasının şirket itibarının kaybı için yeterli olduğunu, davacının diğer çalışanın küfür ettiğini 03/10/2013 tarihinde davalı şirkete bildirildiğini, davacının da küfür ettiğinin diğer çalışan tarafından 08/10/2013 tarihinde müvekkili şirkete bildirildiğini, bu nedenle feshin süresinde olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacının sarf ettiğini kabul ettiği sözlerin işyerindeki çalışma ortamını etkileyeceği ve işyeri disiplinini bozacağı açık olup işverenin bu noktadan sonra iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez. İşveren feshinin geçerli nedene dayandığı ve davanın bu nedenle reddi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 127.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 30/10/2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum. 30.10.2014