Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/13228 E. 2014/30893 K. 24.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13228
KARAR NO : 2014/30893
KARAR TARİHİ : 24.10.2014

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 16. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2013/176-2014/29

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; 02/08/2006 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başlayan en son İstanbul Kargo Müdürlüğünde Kargo Ofis Memuru olarak çalışan davacının özürlü kadrosunda çalıştığını, İstanbul Satış Operasyon da çalışmakta iken annesinin bakımı ile ilgilenmek amacı ile İzmir’e nakil istediğini, İzmir Kargo Müdürlüğüne naklinin yapıldığını, bir süre sonra tekrar İstanbul’ a nakil talebinde bulunması üzerine nakil talebinin kabul edilerek İstanbul Kargo Müdürlüğüne yeniden naklinin yapıldığını, eşyalarını kara yoluyla nakletmediği halde işyerine nakil ücreti olarak taşıma faturası ibraz etmesini fesih bahanesi yapan davalı işverenin davacının iş akdini feshettiğini, davacının personele ödenecek nakil ücretinin ve bu hakkın kullanılmasında ayni otomatik bir hak olduğu düşüncesi ile samimiyetle hareket ettiğini, İstanbul Kargo Müdürü tarafından eşyalarını taşımadığından bu ücreti alamayacağı belirtilince henüz işleme konmamış olan faturayı iptal ettiğini, davalı şirkette davacının bu eyleminden dolayı bir zarar oluşmadığını, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığını bu nedenle davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine, işe iade kararı kesinleşinceye kadar geçecek süre için 4 aylık ücret ve diğer hakları tutarında ücretin tahsiline, bu karar ile birlikte işe iade kararına uyulmaması halinde işe başlatmama tazminatının davacının 8 aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının Kargo Memuru olarak çalışmakta iken Disiplin Kurulunun 26/04/2013 gün 19 sayılı kararı ile iş akdinin sadakat borcuna aykırı eylemleri nedeni ile 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-e maddesi ve 23 dönem TİS’ in 25/4 maddesi gereğince haklı nedenle bildirimsiz olarak feshedildiğini, yazılı fesih bildiriminin 16/05/2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davacının davranışının şirketin güvenini sarsıcı doğruluk ve bağlılığa uymayan ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının yaptığı davranışta maddi bir kazancın olmadığı davalının da bir maddi kaybının olmadığı, TİS’te atamalarda ayni yardım yapıldığı, davacının bu ayni yardımı kendisine ödenen bir para gibi düşünerek eylemi gerçekleştirdiği, bu nedenle işten çıkarma yerine daha alt bir ceza ile cezalandırılmasının uygun olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez (Yargıtay 9. HD. 1.12.2009 gün, 2008/11819 E, 2009/32509 K).
Somut olayda davacı karayoluyla eşya taşıtmamasına rağmen işverenden nakliye ücreti alabilmek için fatura ibraz ettiği, davacının konuyla ilgili savunmasında İstanbul Kargo Müdürlüğü’ne atanmadan çok önceden kendisine ait ev eşyalarını dağıttığını, hayati tehlike taşıyan bir ameliyat geçirdiğini ameliyat sonucunda maddi sıkıntıya düştüğünü, amacının fatura karşılığında ev eşyası almak olduğunu beyan ettiği görülmektedir. Davacının söz konusu davranışının doğruluk ve bağlılığa aykırı davranış olduğu açık olup, fesih haklı nedene dayandığından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 308.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 24.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.