Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/12452 E. 2014/14906 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12452
KARAR NO : 2014/14906
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. İŞ MAHKEMESİ (ÜSKÜDAR 2 .İŞ)
TARİHİ : 30/05/2011
NUMARASI : 2009/392-2011/324

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkiline ait iş yerinde tır şoförü olarak çalıştığını, dava tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süreden önceki döneme ait fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, milli ve dini bayram ücretlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının hastalık bahanesiyle işe gelmemeye başladığını, rapor ve istirahat süreleri bitmesine rağmen zamanında işine dönmediğini, 30.04.2007 ile 01-02-03 Mayıs 2007 tarihlerinde işe gelmemesi üzerine kendisine posta ile mazeretini sunması ve aksi halde sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini, ancak adreste tanınmadığından bildirimin iade edildiğini, devam eden günlerde davacının başka bir iş yerinde işe başladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenin haklı feshin varlığını ispat edilemediği gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve genel tatil ücreti istemleri hüküm altına alınmış, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp-yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2007/40862 E, 2009/17766 K).
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, aynı işyerinde aynı dönemde aynı işi yapan işçilerin açtıkları ve Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemeleri neticesinde onanmış olan davalarda (Örneğin: Üsküdar 1. İş Mahkemesi’nin 2010/331 E.-2012/406 K., 2010/487 E.-2012/240 K., 2010/697 E.-2012/569 K.2009/619 E.-2010/838 K. vb.) fazla çalışma olgusu tespit edilerek hüküm altına alınmış olmakla işbu dava dosyasında da fazla çalışma ücretinin tanık beyanı, dosya kapsamı ve emsal dosyalar birlikte değerlendirilerek hüküm altına alınması gerekirken reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.