Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/12354 E. 2014/15593 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12354
KARAR NO : 2014/15593
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2014
NUMARASI : 2013/60-2014/15

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı iş yerinde P.. İ.. Sendikası Trakya şubesi tarafından örgütlenme çalışması başladığını, davalı iş yerinde sendikal çoğunluğu sağlayacak sayıda işçinin sendika üyesi olduğunu, sendikanın yetki için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurusunu müteakip işveren vekillerinin işçiler üzerinde örtülü ve açık baskı uygulayarak sendikadan istifa etmedikleri takdirde iş akitlerine son verileceğini veya Diyarbakır, Aydın gibi yerlere sürgün olarak gönderileceklerinin açıkça söylenildiğini, ilerleyen safhalarda bu baskıların bir takım işçiler üzerinde sonuç doğurduğunu, bir kısım işçilerin sendikadan istifa ettiğini, istifa etmeyen bir kısım işçilerin Güneydoğu Bölgesindeki şirkete ait kuyulara gönderildiğini bir kısmının da küçülme gerekçesi ile işten çıkartıldığını iş yerinde herhangi bir küçülme gerçekleşmediğini esnek çalışma, vardiya düzenlemeleri, ücretsiz izin, son girenin ilk çıkışı gibi koşulların yerine getirilmediği sendikaya üye olmayan veya baskı sonucu sendikadan istifa eden kişilerin çalışmaya devam ettiğini, davalı iş yerinde çalışma ve üretimde hiçbir küçülme olmadığını, işverenin bu iş koluna paralel doğal enerji kaynaklarından olan sıcak sudan elektrik üretimi için yeni girişimlerde bulunulduğunu, internet sitesinde işçi ve personel arayışına devam ettiğini, müvekkilinin 30/10/2012 tarihinde sendikaya üye olduğunu üyeliğinin ardından yönetim tarafından çeşitli baskılara maruz kaldığını bu nedenle Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, suç duyurusunun akabinde Diyarbakır Bismil’e gönderildiğini, suç duyurusunda bulunduğu genel müdürün Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı’nda ifadesinin alınmasından sonrada işten gerekçesiz olarak çıkartıldığını, bu nedenlerle davacının iş akdinin sendikal örgütlenme nedeni ile haksız olarak feshedildiğini, davacının iş akdinin sendikal örgütlenme nedeni ile haksız olarak feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine ve sendikal tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; müvekkilinin Trakya Bölgesinde sahip olduğu lisans kapsamında doğalgaz arama ve üretim faaliyeti gösterdiğini, 2012 yılı başında müvekkili şirket tarafından üretilen aylık doğalgaz üretiminin 20.523,284 m3′ iken yıl içinde mevcut kuyuların basınçlarının düşmesi ve açılan kuyulardan müspet bir netice alınamaması nedeni ile yıl sonu üretiminin aylık 9.868,779 m3 olarak kapandığını, üretimin %48 oranında düştüğünü, 2012 yılında kompresör tesislerinde toplam 37 kişi istihdam edilmekteyken bu çalışanların tamamının doğalgaz kompresörü teknisyeni olarak çalıştığını, 2012 yılı ortasına kadar düzenli olmasa da gün içerisinde belirli saatlerde faaliyet gösteren bu tesislerdeki gaz üretimindeki düşüş nedeni ile çalışamaz duruma geldiğini, bu üretim düşüşlüğünden dolayı zorlu kompresör sahasında vardiya tutulmasına son verildiğini, Tekirdağ kompesör sahasında personel fazlalığı oluştuğunu, personelden 3 kişinin Doğu Anadoluda bulunan üretim sahalarına nakledildiğini, davacının bu kapsamda Diyarbakır G.. sahasında geçici olarak görevlendirildiğini, davacının bu görevlendirmeyi kabul ettiğini , ancak daha sonra baskı ve zorlama yapıldığı ve Diyarbakır’a gönderildiği iddiası ile savcılığa müvekkili şirket yöneticisi hakkında şikayette bulunduğunu, davacının bu tutumunun işçi işveren arasında mevcut olan güven ilişkisini sona erdirdiğini, ayrıca davacının bu davranışının sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle iş ilişkisinin sürdürülmesinin imkansız hale geldiğini ve davacının iş akdinin iş kanunu 25/2-b maddesi gereğince haklı nedenle derhal fesh edildiğini, davacının iş akdinin sendikal nedenlerle feshedilmediğini, davacının çalıştığı dönemde müvekkilinin bilgisi dahilinde herhangi bir sendikal faaliyetinin olmadığını, davacının iddia ettiği gibi Petrol-İş Sendikasının çoğunluk sağlayacak sayıda işçi sendika üyesi olmuş ise sendikalı pek çok işçinin halen müvekkili şirkette çalışmaya devam ettiğini savunarak; davanın redine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davacının şirket yetkilisi hakkında, işçilere sendika üyeliğinden istifa etmeleri ve sendikaya üye olmamaları yönünde baskı uyguladığından bahisle savcılığa şikayette bulunmasının, işverene haklı fesih imkanı vermediği dolayısı ile işverence yapılan feshin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığı ve davalı iş yerinde halen sendikalı çalışanların bulunduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine, sendikal tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresi içersinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, davalı iş yeri yetkilileri hakkında sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçundan Tekirdağ 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/471 Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu kamu davasının sonucunun ne olduğu araştırılıp, kesinleşmesiyle birlikte yukarıdaki esaslar dahilinde, işverence gerçekleştirilen feshin sendikal nedenle yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, an çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra sendikal nedenle yapılan fesihlerde tazminat; işçinin başvurusu, işe başlatma ve başlatılmama şartına bağlı olmaksızın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirlenecektir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. (12.12.2013 gün ve 2013/8422 Esas, 2013/33052 Karar sayılı ilamımız). Dairemiz yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır.
Sendikal tazminat talebinin kabul edilmemesi halinde, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda işe başlatmama tazminatının 5 aylık ücret tutarı olarak tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.