Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2014/11534 E. 2014/13880 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11534
KARAR NO : 2014/13880
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2010/62-2010/997

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, izin ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği iddiasıyla kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, yıllık ücretli izin ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, cevap vermemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı avukatı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Tebligat Kanununun 12 nci ve 13 üncü maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesi anlamında işveren sıfatını taşıyan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın, kurumun yetkili temsilcisine yapılması gerekir (Dairemizin 03.11.2008 gün ve 2008/4948 Esas, 2008/29807 Karar sayılı ilamı).
Vekâletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil ile takip edilen davada, asil duruşmada bizzat bulunsa dahi tebliğin vekiline yapılması zorunludur. Vekile çıkarılan tebligat, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya kâtibine tebliğ edilmelidir. Ancak isticvap, yemin gibi şahsa bağlı işlemlerde, tebligatın vekile değil, bizzat bu işlemi yapacak asile yapılması yasal zorunluluktur.
Somut olayda: dava dilekçesinin tebliğ sırasında şirketi temsile yetkili kimse bulunmadığından şirketin evrak memuruna sadece adı ve imzası alınmak suretiyle, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin aynı adreste birlikte çalışan C. K. imzasına tebliğ edildiği, gerekçeli kararın yine C. K. isimli kişinin beyanı üzerine böyle bir firmanın adreste bulunmadığı şerhiyle iade edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı şirkete yukarıda sayılan ilkeler doğrultusunda tebligat yapılmadan yokluğunda yargılama yapılarak hüküm verilmesi isabetsizdir. Davalı işverene belirtilen ilkeler doğrultusunda usulünce tebligat yapılarak göstereceği deliller toplandıktan sonra dava konusu uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.