Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/5484 E. 2014/36574 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5484
KARAR NO : 2014/36574
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2011/291-2012/722

DAVA :Taraflar arasındaki, banka zararının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.12.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ile karşı taraf adına Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı banka, davalı işçinin 13/01/1992-29/09/2009 tarihleri arasında bankada görev yaptığını, en son Esenyurt şubesinde şube müdürü olarak görev yapmakta iken yapılan soruşturma nedeniyle 11/08/2009 tarihi itibariyle geçici olarak işten el çektirildiği ve yürütülen soruşturma sonucunda görev yaptığı dönemde usulsüz krediler açmak suretiyle bankayı zarara uğrattığını beyanla 100.000,00 TL maddi tazminatın, masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işçi, usulsüz kredi vermediğini ve doğal olarak da buna bağlı zarar oluşmadığını savunarak haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının daha önce açtığı işe iade davasında usulsüz krediler kullandırdığını belirlendiği ve feshin haklı olduğu sonucuna varıldığı, her ne kadar davacı banka vekilinin 26/04/2012 tarihli duruşma ara kararı 2.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi için kesin süre verildiği halde ara kararını yerine getirmediği anlaşılmakta ise de taraflar arasında kesinleşen işe iade dava dosyasında belirtilen gerekçe ve banka müfettiş raporu ile davacının eylemlerinin sabit olup banka usullerine aykırı ve kusurlu davranarak kredi tahsis işlemlerinde bulunmak suretiyle bankayı zarara uğrattığından sorumlu olduğu bilirkişi raporuyla zarar miktarı tespit edilememiş ise de mevcut delil ve belgeler ile müfettiş raporunda zararın talep edilen 100.000,00 TL’nin çok üzerinde olduğu fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak davanın açıldığı, ileride açılması muhtemel ek davada zarar hesabının yapılabileceği hususları da dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı banka tarafından açılan davada, davalı işçinin usulsüz banka kredileri kullandırması sebebiyle zarara uğranıldığı iddiasında bulunulmuş ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100.00,00 TL talep edilmiştir.
Davalı işçi usulsüz kredi kullandırılması ve zarar iddialarını kabul etmemiştir.
Davacı banka zarar iddiasını ve uğradığını ileri sürdüğü zararın miktarını kanıtlamak zorundadır. Bu konuda banka müfettiş raporuna dayanılmış ise de sözü edilen raporda bankanın gerçekleşen bir zararına dair tespite yer verilmemiştir. Müfettiş raporunda, davacının 1.456.200,00 TL tutarında kredi kullandırdığı, bu kredilerden 677.047,00 TL lik tutarında geri ödemelerde düzensizlikler olduğu, kredi değerliliği olmayan müşterilere kullandırılan 442.500,00 TL tutarındaki kredilerden kaynaklanan 315.542,00 TL tutarındaki alacağın geri ödemelerinin sorunlu olduğu, bankanın muhtemel zararının 1.5 milyon TL’yi bulabileceği belirtilmiştir.
Müfettiş raporundan, usulsüz kullandırıldığı kredilerden kaynaklanan icra takibine konu edilen olup olmadığı ve kredi borçluları veya kefillerden ne kadarının tahsil edildiği, usulsüz olan krediler sebebiyle tahsil edilemeyen ve aciz vesikasına bağlanan borçların olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Sadece banka riski ve muhtemel zararlardan söz edilmiştir. Bu itibarla sözü edilen müfettiş raporuna dayanılarak zarar iddialarının ispatı mümkün değildir.
Davalı işçinin işverene karşı açtığı işe iade davasında alınan bilirkişi heyet raporunda, banka tarafından kanuni takibe intikal eden kredilerden bahsedilmediği, banka müdürün tamamen kusursuz olmasa da feshin haklı ve geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece işe iadeye dair karar verilmiş olsa da Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararla yerel mahkeme kararı bozularak ortadan kaldırılmış ve bilirkişi heyet raporunun yetersiz olduğu vurgusu yapılarak, davacı işçinin bazı hatalı krediler verdiğini kabul ettiğinden söz edilmiş ve doğruluk ve bağlılığa aykırılık sebebiyle feshin haklı olduğu sonunca varılmıştır. Yargıtay’ın sözü edilen kararında da banka zararının varlığı yönünden bir tespitte bulunulmamıştır. Bankacılık işlemlerinin parayla ilgili olması sebebiyle güven ilişkisi baskın olup, işçinin usulsüz bankacılık işlemleri bir zarar doğurmasa dahi doğruluk ve bağlılığa aykırılık sebebiyle haklı fesih nedenini oluşturabilir.
Banka tarafından açılan davalarda zararın tahsili istendiğinde ise zarar kesin biçimde davacı tarafça ortaya konulması gerekir. Bu konuda yapılması gereken araştırmada, işçinin usulsüz kullandırdığı ileri sürülen kredilerin tek tek bankacılık mevzuatı ve teamüllerine aykırı olup olmadığı belirlenmeli, usulsüz kullandırma söz konusu ise kredi borçluları veya kefiller tarafından geri ödenip ödenmediği belirlenmeli, ödenmeyen kredilerden kanuni takibe geçilen olup olmadığı saptanmalı ve aciz vesikasına bağlanan tutar banka zararı olarak işlem görmelidir. Bundan başka banka yönetimi ile denetim mekanizmalarının işçiyi usulsüz kredi vermeye doğrudan ya da dolaylı olarak yönlendirip yönlendirmedikleri belirlenerek karşılıklı kusur durumunun varlığı araştırılmalıdır. Bütün bu hususlar konunun uzmanı bankacı bilirkişilerce değerlendirilmesi gereken hususlar olup bu konuda bilirkişi raporu alınması gerekir.
Somut olayda mahkemece, davacı tarafa bilirkişi heyet raporu alınmak üzere masraf yatırması için usulüne uygun olarak kesin süre verilmiştir. Davacı taraf kesin süreye uymamış ve masrafları yatırmamıştır. Zarar iddiası başkaca delille ortaya konulamadığına ve bilirkişi deliline dayanılması da mümkün olmadığına göre mahkemece ispat edilemeyen davanın reddi gerekirken, “mevcut deliller ile müfettiş raporuna göre” şeklinde gerekçeyle ve zararın talep edilen miktarın çok üzerinde olduğundan söz edilerek karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda açıklandığı üzere dosya içinde zarar miktarını ortaya koyan hiçbir delil bulunmamakta ve müfettiş raporunda bu yönde bir tespit yer almamaktadır. Muhtemel zararlardan söz edilerek varsayıma dayalı olarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.