Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/3388 E. 2013/4182 K. 04.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3388
KARAR NO : 2013/4182
KARAR TARİHİ : 04.02.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı vekili, davacı işçinin davalı işverene ait işyerinde taşeron işçisi olarak çalıştırıldığını, davalının işçisi olduğunu, işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek, yıllık ücretli izin, tatil çalışmaları karşılığı ücret, ilave tediye alacakları ve eşit davranmama tazminatının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davacının davalı ile taşeronlar arasında muvazaa bulunduğu iddiasını kanıtlayamadığı, davalı ile taşeronlar arsasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalının işçilik alacaklarından müştereken ve mütesesilin sorumlu bulunduğu, ilave tediye alacağı konusunda ise emsal kararlar verildiği ve 2005 yılı için yapılan taşeron sözleşmesinin muvazaalı kabul edildiği, davacının da 28.05.2005 tarihinde işe başladığı, iş sözleşmesinin 31.07.2009 tarihinde sona erdiği, emsal karar gereği davacının 2006 yılı Mayıs 2006 yılı ihale sözleşmesine göre baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği ve bu dönem için ilave tediye alacağından yararlanması gerektiği gerekçesi ile davacının hesaplanan işçilik alacakları ve ilave tediye alacağının kısmen kabulüne, eşit davranmama tazminatının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.10.2011 gün ve 2011/40403 Esas, 2011/34630 Karar sayılı kararı ile “Somut olayda davacının davalı belediye işçisi olmadığı ve davalıdan ihaleyle iş alan alt işveren işçisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, mahkemece de asıl işveren alt işveren ilişkisine değer verildiği kararda belirtilmiş olmasına rağmen başka işçilerin açtıkları davalarda muvazaa olgusunun kesinleştiğinden söz ederek ilave tediye isteğinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, her dosyanın kendi içindeki delil durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı işçinin davalı hakkında muvazaa iddialarıyla ilgili dava açmadığı ve muvazaa yönünde bir tespitin yapılmadığı, Mahkemenin karar gerekçesinde sözü edilen Dairemizin 2007 tarihli kararındaki maddi olay ile davacının talepleri arasında bir bağlantı da bulunmadığı, Dairemizin 2007/ 2257 E, 2007/ 2965 K sayılı kararına konu olayda işçinin, ihale süresinin sona erdiği 28.02.2006 tarihi ile 01.05.2006 tarihleri arasında davalı belediye işçisi olarak çalıştığının belirtildiği, ayrıca belirtmek gerekir ki, başka bir işçinin açtığı davada yapılan tespitlerin dava açmamış işçiler yönünden uygulanmasının da mümkün olmayacağı, öte yandan, mahkemece de kararın gerekçesinde davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulduğunun açıklandığı, davacının gerçek işvereni dava dışı alt işveren olup, kamu kurumundan iş almış olsa da 6772 sayılı Yasanın 1. maddesindeki koşulları taşımayan alt işverenin ilave tediye ödeme yükümü bulunmadığı, asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğunun alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından ilave tediye alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “ilk kararında çelişki olmadığı, ilave tediye alacağı dışında diğer alacaklar yönünden asıl alt işveren ilişkisi muvazaa olsa da olmasa da davalının sorumlu olduğu, ancak davacının ilk dönem çalışmasının emsal davada muvazaalı kabul edilen dönemde geçtiği ve bu dönem için muvazaanın işe iade davası açsın açmasın tüm işçilerin başlangıçtan itibaren davalı işçisi sayıldığı ve ilave tediye alacaklarının kabul edildiği, bu nedenle hakkaniyete uygun olarak davacının da yararlandırıldığı, ayrıca bu konuda verilen bir direnme kararının onandığı” gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir.
Direnme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dairemizin “Somut olayda davacının davalı belediye işçisi olmadığı ve davalıdan ihaleyle iş alan alt işveren işçisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, mahkemece de asıl işveren alt işveren ilişkisine değer verildiği kararda belirtilmiş olmasına rağmen başka işçilerin açtıkları davalarda muvazaa olgusunun kesinleştiğinden söz ederek ilave tediye isteğinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, her dosyanın kendi içindeki delil durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı işçinin davalı hakkında muvazaa iddialarıyla ilgili dava açmadığı ve muvazaa yönünde bir tespitin yapılmadığı, Mahkemenin karar gerekçesinde sözü edilen Dairemizin 2007 tarihli kararındaki maddi olay ile davacının talepleri arasında bir bağlantı da bulunmadığı, Dairemizin 2007/ 2257 E, 2007/ 2965 K sayılı kararına konu olayda işçinin, ihale süresinin sona erdiği 28.02.2006 tarihi ile 01.05.2006 tarihleri arasında davalı belediye işçisi olarak çalıştığının belirtildiği, ayrıca belirtmek gerekir ki, başka bir işçinin açtığı davada yapılan tespitlerin dava açmayan işçiler yönünden uygulanmasının da mümkün olmayacağı, öte yandan, mahkemece de kararın gerekçesinde davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulduğunun açıklandığı, davacının gerçek işvereni dava dışı alt işveren olup, kamu kurumundan iş almış olsa da 6772 sayılı Yasanın 1. maddesindeki koşulları taşımayan alt işverenin ilave tediye ödeme yükümü bulunmadığı, asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğunun alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından ilave tediye alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu” gerekçesi ile verdiği bozma kararı usul ve yasaya uygun olup “mahkemece asıl-alt işveren ilişkisi kabul edildiğinden ve Dairemizce işe iade davası açan işçilerin açtığı davadaki tespitin, işe iade davası açmayan işçileri bağlamayacağı kabul edildiğinden ve bu nedenlerle direnmenin yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 04.02.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.