Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/3338 E. 2014/34544 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3338
KARAR NO : 2014/34544
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ : ANKARA 19. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2011
NUMARASI : 2009/475-2011/193

DAVA :Davacı, maddi tazminat ile manevi tazminat alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan R.. Ş.. ile D.. Ş.. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işveren, davalılardan pazarlama yetkilisi olarak çalışan işçinin aynı sektörde faaliyet gösteren rakip firma D.. Ş… nin yetkilileri ile görüştüğü, tüm bilgileri disketlere kopyalayarak yanında götürdüğü, bir daha işyerine gelmediğini, daha sonra rakip firma B.. Ltd. Şti.’nin ortağı M.. E.. ile R.. F… İnş. Malz. İth. İhr. Taah. Ltd. Şti. ni kurduğunu, D.. Ltd. Şti.ile bayilik sözleşmesi imzaladığını, şirketin ticari bilgilerini ele geçirmek ve kullanmak suretiyle davalıların rekabet yasağına aykırı davranışları nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminat alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalılardan A..’in dava dışı B.. S.. Ltd Şti ortağı olan M.. A… ile davacı şirket ile bir kısım faaliyetleri aynı olan davalı R.. F.. Ltd. Şti. ni kurdukları, kurulan bu şirketin D… İletişim Ltd. Şti. nin bayiliğini üstlendiği, davacı şirketin müşteri listesinin ve diğer bilgilerinin kullanıldığı gerekçesiyle talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılardan D.. Ş.. ile R.. F.. İnş. Malz. İth. İhr. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. avukatları temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart ücretinin tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
ESAS NO : 2013/3338
KARAR NO : 2014/34544
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir.
Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348. maddesi “İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet akdinde her iki taraf, akdin hitamından sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir iş yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını şart edebilirler. Rekabet memnuniyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir. İşçi, akdin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuniyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, hizmet sözleşmesi içinde yer almakla birlikte hizmet sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir.
İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları ile aynıdır.
Oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemektedir. Rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir tarihte ihlal edilmesi iş mahkemelerini görevli olmaktan çıkarmaktadır. Ayrıca rekabet yasağının belirlenmesinde ticari sırrın ne olduğu uzman mahkemelerce değerlendirilmesi gereken ve piyasa şartlarıyla sıkı sıkıya bağlı bulunan ticari bir konudur. Kaldı ki, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesiyle kanun koyucu çok açık bir şekilde 818 sayılı Kanun’un 348. maddesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalardan olduğunu öngörmüştür. Mutlak ticari davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticari niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardandır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29.02.2012 tarih 2011/11-781 Esas- 2012/109 Karar sayılı ilamında da hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 818 sayılı Kanun’un 348. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı ve mutlak ticari davaların görülme yerinin ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece mutlak şekilde ticaret mahkemelerinin görevine giren davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.