YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2209
KARAR NO : 2014/35173
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. İŞ MAHKEMESİ (KARTAL 2.İŞ)
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2011/518-2012/865
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, fazla mesai ücreti, yol ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Şubat 1993 tarihinde davalı iş yerinde çalışmaya başladığını, ancak iş başlangıcının davalı işverence daha geç bir tarih olarak gösterildiğini, SGK’ya geç bildirim yapıldığını, 11/01/2011 tarihine kadar aralıksız şekilde davalı işverenlikte aşçı olarak çalıştığını, emekli olarak işyerinden ayrıldığını, ancak tazminat ve sair haklarının ödenmediğini, son Net ücretinin 950 TL olduğunu, ancak kuruma asgari ücret olarak bildirildiğini, son 2 yıl içerisinde ücret ödemelerine devamlı eksiklik olması nedeni ile toplamda 9400 TL ücret alacağının bulunduğunu, iş yerinde mesai saatlerinin 08.30-12.30 ve 13.00-18.00 arası olduğunu, ancak davacının ayda ortalama 25-30 saat fazla mesai yaptığını beyanla kıdem tazminatı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı taraf usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, tanık beyanları ve dosyadaki belgelere göre iş akdi sözleşmesinin davacının emekli olup iş akdini sonlandırmasıyla, davacı tarafından feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece davacının emeklilik tahsis dosyası dava dosyasına eklenmeden emeklilik olgusunun kabulü ile yazılı şekilde kıdem tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
Davacının tahsis dosyası getirtilmeden sonuca gidilmesi, emeklilik gibi resmi bir olgunun tanık beyanına göre tayini yerinde değildir.
3- Davalı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde ödeme belgeleri ibraz edilmiştir. 1086. sayılı yasa döneminde açılan davalarda ödeme def’inin yargılamanın her aşamasında yapılabileceği Yargıtay’ın ve Dairemizin yerleşik uygulaması olduğundan mahkemece ödeme belgelerinin değerlendirilmemesi hatalıdır. Yapılacak iş ödeme belgelerinin bizzat davacı asile gösterilerek değerlendirip sonuca gidilmesidir.
4- Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmiş olması durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazi kayıt anlamındadır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz.
Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır.
Kıdem tazminatı faizi gecikme faizi niteliğinde olduğundan, faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/19196 E, 2005/22752 K.). Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda, davacının hak ettiği kıdem tazminatının tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılması hatalıdır.
5- Hükmedilen miktarların net mi, yoksa brüt mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.