YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2153
KARAR NO : 2014/33568
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
MAHKEMESİ : KORKUTELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)
TARİHİ : 19/06/2012
NUMARASI : 2005/140-2012/388
DAVA :Davacı, yıllık izin ücreti, izin ile giyim yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının iş aktinin emeklilik nedeni ile sona erdirildiğini ileri sürerek yıllık izin ücreti ile giyim ve izin yardımı sosyal hak alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, iş akti emeklilikle son bulan davacının taleplerinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, dosya içeriğinde, davacıya atfen imza taşıyan ve yıllık izin kullanımına ilişkin olan bir takım dilekçeler bulunmaktadır. Davalının resmi bir kurum olduğu da göz önüne alındığında, bu dilekçeler ve içerikleri taraflardan sorulmalı, gerekirse bordrolarla karşılaştırılmadır. Daha sonra bu dilekçeler yeniden içeriklerine ve lafızlarına göre ele alınarak, kullanılan yıllık izinlerin tarih aralıkları belli olmasa ve yıllık izin kullanımına dair ayrı bir belge olmasa dahi, bu dilekçelerin içeriğine ve lafzına göre davacının kullanıldığı kabul edilenden daha fazla yıllık izin kullanıp kullanmadığı tespit edilerek sonuca gidilmelidir.
3- Davalı vekilinin cevap dillekçesinde zamanaşımı savunması bulunmamaktadır. Davacı vekilinin ıslah dilekçesi 1086 sayılı HUMK döneminde verilmiş olup, davalı vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı savunması gecikmiştir. Bununla birlikte, davalının
süresinden sonra yaptığı bu zamanaşımı savunmasını içeren dilekçesi davacı vekiline 12/04/2011 tarihli celsede tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, davalı vekilinin bu dilekçesine karşı beyanda bulunmamış,açıkça itiraz etmemiştir. Aradan birden fazla celseler yapıldıktan sonra son celsede, davalı vekili zamanaşımı savunmasını yeni bir dilekçe vererek tekrarlamıştır. Bunun üzerine davacı vekili zamanaşımı savunmasının süresinde olmadığını belirterek itiraz etmiştir. Davalı vekilinin önceki zamanaşımı savunmasını tekrarlaması üzerine davacı vekilinin, zamanaşımı savunmasının süresinde olmadığına dair itirazı, süresinde yapılmış bir itiraz değildir. Bu nedenle, davalı vekilinin ıslaha karşı yaptığı zamanaşımı savunması gözetilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.