Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/1787 E. 2014/34982 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1787
KARAR NO : 2014/34982
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2009/977-2012/618

DAVA :Davacı, cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkili şirketin yiyecek ve sair ürünlere tatlandırıcı,koku,esans gibi Katkı maddelerinin araştırılması,üretimi ve satışı ile iştigal eden bir kuruluş olduğunu,davalının da 08.05.2008-28.09.2009 tarihleri arasında şirkette çalıştığını,son olarak pazarlama ve satış müdürü görevini yapmakta iken 16.09.2009 günlü istifa dilekçesi ile iş sözleşmesini sona erdirerek, 28.09.2009 tarihinde şirketten ayrıldığını,iş sözleşmesinin 13. Maddesinde davalının işten ayrılması halinde aynı konuda faaliyet gösteren bir ticari işletmede bir yıl süre ile çalışmaması,aksi takdirde bu hususun haksız rekabet teşkil edeceği kararlaştırılmış ve bu husus Kadıköy 25.Noterliğinden gönderilen 7.10.2009 tarihli ihtarname ile hatırlatılmış olmasına rağmen davalının bir yıllık rekabet yasağı süresi dolmadan aynı konuda faaliyet gösteren Y. Gıda Ltd. Şti de çalışmaya başlayarak sözleşmenin 13. Maddesinde yer alan rekabet yasağına aykırı davranışta bulunduğunu,olayda rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olması için BK.348 maddesinde aranan tüm şartlar gerçekleşmiş olduğundan iş sözleşmesinin 12. Maddesinde düzenlenen sır saklama yasağını da ihlal eden davalının sözleşmede kararlaştırılan 24 aylık ücreti tutarındaki cezai şartı ödeme borcu doğduğunu iddia ederek, BK.351/son maddesi uyarınca davalının Y. Gıda Ltd. Şti nezdindeki çalışmalarına son vermesi ve haksız rekabet neticesi meydana gelen maddi durumun ortadan kaldırılmasına, davalının rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle maaşının 24 katı tutarında cezai şartın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, 25 yıldır gıda mühendisi olan müvekkilinin daha önce bu sektörde birçok firma bünyesinde çalışmış olup, sektörel bilgisinin davacı işyeri ile sınırlı olmayıp eğitim ve iş deneyimi doğrultusunda gıda sektöründe çalışmaya devam edecek olduğunu,davalı işyerinden ayrıldıktan sonra davacının iddia ettiği gibi derhal Y.Gıda Ltd. Şti’de çalışmaya başlamış olmayıp, iş deneyimi nedeniyle içlerinde Y. Gıda Ltd.Şti’nin de bulunduğu firmalara yönetim danışmanlığı hizmeti sunduğunu, bu hizmetin kapsamı ticari ve teknolojik bilgilerin ifşası olmayıp, Y. Gıda’nın sadece aroma sektöründe hizmet veren bir firma olmadığını, kaldı ki davacı şirkette pazarlama şefi/müdürü olarak görev yapan müvekkilinin iddia edildiği gibi davacı şirketin gizli bilgilerini ve ürün formüllerine ilişkin bilgileri edinebilecek bir görevde de çalışmadığından, davacı şirketin işlerini aksattığı, zarar verdiği iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin işyerindeki huzursuzluk ortamı yüzünden işten ayrılmak zorunda bırakılmış olup, bu durumun 25 yıllık mesleğine devam etmeyeceği anlamına gelmeyeceğine, iş sözleşmesinde kararlaştırılan rekabet yasağı geçerli olmayıp iş sözleşmesinin 12. Maddesindeki tek taraflı işçi aleyhine cezai şart düzenlemesinin geçersiz olduğunu,sözleşmede yer alan rekabet yasağında yer bakımından bir sınırlama getirilmediğinden müvekkilinin ekonomik geleceği hakkaniyet uygun olmayacak şekilde sınırlandırılmış olduğundan BK.249 maddesine göre geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart ücretinin tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir.
Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348. maddesi “İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet akdinde her iki taraf, akdin hitamından sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir iş yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını şart edebilirler. Rekabet memnuniyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir. İşçi, akdin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuniyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, hizmet sözleşmesi içinde yer almakla birlikte hizmet sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir.
İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları ile aynıdır.
Oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemektedir. Rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir tarihte ihlal edilmesi iş mahkemelerini görevli olmaktan çıkarmaktadır. Ayrıca rekabet yasağının belirlenmesinde ticari sırrın ne olduğu uzman mahkemelerce değerlendirilmesi gereken ve piyasa şartlarıyla sıkı sıkıya bağlı bulunan ticari bir konudur. Kaldı ki, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesiyle kanun koyucu çok açık bir şekilde 818 sayılı Kanun’un 348. maddesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalardan olduğunu öngörmüştür. Mutlak ticari davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticari niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardandır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29.02.2012 tarih 2011/11-781 Esas- 2012/109 Karar sayılı ilamında da hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 818 sayılı Kanun’un 348. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı ve mutlak ticari davaların görülme yerinin ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece mutlak şekilde ticaret mahkemelerinin görevine giren davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.