Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/16 E. 2014/32659 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16
KARAR NO : 2014/32659
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ : GEBZE 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2010/620-2012/708

DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ile prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, sözleşmenin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile prim ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’un 219. maddesi taraflara kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmeleri zorunluluğunu getirmiştir. Aynı maddeyi takip eden 220. maddesinde ise belgeyi ibraz etmeme halinde ne tür bir işlem yapılacağı belirtilmiştir. Buna göre;
“(1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
(2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
(3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir”.
İş Kanunu’nda kayıt tutma yükümlülüğü genellikle işverene verilmiştir. Bordro tanzimi, mesai saatleri düzenleme, yıllık ücretli izin defteri tutma, çalışma belgesi verme gibi. İşçi alacakları konusunda işveren kayıtlarına dayandığında, bu kayıtları tutma zorunluluğu olan işverenin bu belgeleri mahkemeye ibraz etme zorunluluğu vardır. İşverenin ibraz etmemesi halinde ise 6100 sayılı HMK.’un 220. Maddesi uyarınca yargılama usul işleminin yapılması gerekir.
Davacı prim alacağına ilişkin davalı işverenin elinde bulunan kayıtlara dayanmıştır. Mahkemece davalıdan bu kayıtlar istenmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda prime esas kurulların neler olduğuna ilişkin düzenleme sunulmadığından hesaplama yapılmamıştır.
Ancak yargılama sırasında yürürlüğe giren HMK. ‘un 220. Maddesine uygun olmadığından, davalıya anılan madde kapsamında prime esas kayıtlarını ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, ibraz edilmemesi halinde de anılan hükmün 2 ve 3 fıkralarına göre işlem yapılacağının ihtar edilmesi gerekir. Prime ilişkin kayıtlar ibraz edildiğinde bu kayıtlar esas alınarak prim alacağı hesaplanmalı ve varsa hüküm altına alınmalıdır. Bu ihtara rağmen davalı prime ilişkin kayıtlarını ibraz etmez ise 220. Maddenin 2 ve 3. Fıkraları gereğince işlem yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve gerekçe belirtilmeden prim alacağının reddi hatalıdır
3-Davacı tıbbi satış mümessili olup ilke kararımıza göre, satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
Somut olayda yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılayıp karşılamadığı değerlendirilmeksizin ve gerekçesiz olarak fazla mesai ücret alacağının reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.