YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14722
KARAR NO : 2014/10528
KARAR TARİHİ : 27.03.2014
MAHKEMESİ : ÇORLU 2. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2013/456-2013/211
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı; davalı işyerinde çalışmakta iken iş akdinin 12.01.2013 tarihinde haklı bir neden olmaksızın, sendikal nedenlerle feshedildiğini ileri sürerek iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine, yasal sürede başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde 12 aylık ücreti tutarı tazminatın ve kararın kesinleşmesine kadar çalışamadığı süre için 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 12/01/2013 tarihinde İş Kanunu’nun 25/II-b, e, h ve ı bentleri uyarınca haklı nedenle, derhal ve tazminatsız olarak feshedildiğini, fesih bildiriminde fesih nedenlerinin, açık, net ve kesin bir şekilde ifade edildiğini, davacının çalışma arkadaşlarını davalı işverene karşı kışkırttığını, amirlerinin uyarılarına aykırı davrandığını, iş güvenliği uyarılarına uygun davranmadığını, şirket verimliliğini bilinçli olarak düşürdüğünü, huzur bozucu hareketlerde bulunduğunu, fesih yazısını imzadan imtina ettiğini, bunun üzerine Denizli 1.Noterliği’nin 28.12.2012 tarih ve 00745 yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, davacının defalarca uyarılmasına rağmen uyarıları hiçbir suretle dikkate almadığını ve menfi hareketlerine devam ettiğini, davalı işverenin davacının sendika üyesi olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, nitekim davalı işveren davacının sendika üyesi olduğunu bildiren hiçbir bildirim olmadığı gibi böyle bir hukuki yöntemin de bulunmadığını, bu bağlamda davacının sırf işçi olduğu gerekçesi ve refleksine dayanarak davalı işverenden maddi ve psikolojik menfaat elde etmeye çalıştığını, davalı şirketin yalnızca Çorlu’nun değil Türkiye’nin önde gelen şirketlerden biri olduğunu ve bu nedenle hukuka aykırı davranma gibi bir lüksünün olmadığını, davacının fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina ettiği 09/01/2013 tarihinde sendikaya üye olmasının da dikkat çekici olduğunu, yani davacının iş sözleşmesi sona erdirildikten sonra haksız ve hukuki mesnetten yoksun bir şekilde, bir takım maddi menfaatler elde etmek amacıyla sendikaya üye olmaya karar verdiğini, sendikaya üye dahi olmayan bir işçinin sendikaya üye olacağı duyumu üzerine işverenin bu işçinin iş sözleşmesini feshettiği iddiasının yersiz ve dayanaksız olduğunu, davalı işverenin böyle bir hususu bilmesinin mümkün dahi olmadığını, davacının ve bazı arkadaşlarının şirketin yabancı bir firmaya satılması nedeniyle düzen bozucu davranışlar sergilediklerini, davalı işyeri çalışanlarından S.. Ö..’in davacı ve arkadaşları tarafından bizzat baskı altında tutulmaya çalışıldığını ve tehdit edildiğini, işverenin yalnızca davacıya davalı işveren aleyhinde yaptığı haksız ve hukuki mesnetten mahrum açıklamalarını yapmaması için bir ihtarname gönderdiğini, bunun dışında hiçbir çalışana ihtarname gönderilmediğini, işverenin fesihten kaçma olanaklarını kullandığını, buna rağmen feshin kaçınılmaz hale geldiğini, verimlilik ve rekabet gereklerinin de işvereni zorlayan diğer hususlar olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence geçerli neden bulunmaksızın, sendikal nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve sendikal tazminata karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine yasaya uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da Yasada ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde 4773 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ise, işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Yasa ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise, iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikal nedenle fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda yerel mahkemece davacının sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ise de toplanan deliller feshin sendikal tazminat nedenle yapıldığını ispat için yeterli değildir. Dinlenen davacı tanıklarının davalı işveren hakkında açtıkları davalar bulunup bu tanıkların beyanlarına göre sendikal tazminata hükmedilmesi yerinde değildir. Davacının sendikal tazminat talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 602.95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile 27.03.2014 günü karar verildi.