YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12786
KARAR NO : 2015/9047
KARAR TARİHİ : 04.03.2015
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile maaş alacaklarının ödenmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
Mahkemece bilirkişi raporuna atıf yapılarak kıdem tazminatına hak kazanıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi raporunda davacının fesih sebebi olarak dayandığı SGK’ na bildirilen prime esas kazancının gerçek ücretini yansıtmadığı iddiasını kanıtlayamadığı, bu nedenle haklı fesih sebebinin ispat edilemediği ve davacının kıdem tazminatına hak kazanılamayacağının belirtilmesi karşısında, mahkemenin itibar ettiği bilirkişi mütalasının aksine kıdem tazminatına hak kazanıldığının gerekçesinin belirtilmediği anlaşılmakla HMK’ nun 297ve 298.maddelerine aykırı biçimde gerekçesiz olan kararın bozulması gerekir.
Kabule gore de, vekille temsil edilmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderinin yanlış hesaplanması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.