Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/11867 E. 2014/6166 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11867
KARAR NO : 2014/6166
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2013
NUMARASI : 2012/361-2013/333

DAVA :Davacı, sendikal tazminat için 1 yıldan az olmamak kaydı ile brüt ücretinin ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 02/07/2012 tarihinden 11/12/2012 tarihine kadar davalı iş yerinde çalıştığını müvekkilinin iş akdinin davalı işverence 11/12/2012 tarihinde hiçbir haklı ve geçerli sebep gösterilmeksizin feshedildiğini davalı iş yerinde Petrol-İş Sendikası Trakya şubesi tarafından örgütlenme çalışması başladığını, davalı işyerinde sendikal çoğunluğu sağlayacak sayıda işçinin sendika üyesi olduğunu sendikanın yetki için çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına başvurusunu müteakip işveren vekillerinin işçiler üzerinde örtülü ve açık baskı uygulayarak sendikadan istifa etmedikleri takdirde iş akitlerine son verileceğini Diyarbakır, Aydın gibi yerlere sürgün olarak gönderileceklerinin açıkça söylenildiğini ilerleyen safhalarda bu baskıların bir takım işçiler üzerinde sonuç doğurduğunu, bir kısım işçilerin sendikadan istifa ettiğini, istifa etmeyen bir kısım işçilerin Güneydoğu Bölgesindeki şirkete ait kuyulara gönderildiğini bir kısmının da küçülme gerekçesi ile işten çıkartıldığını iş yerinde herhangi bir küçülme gerçekleşmediğini esnek çalışma, vardiya düzenlemeleri, ücretsiz izin, son girenin ilk çıkışı gibi koşulların yerine getirilmediği sendikaya üye olmayan veya baskı sonucu sendikadan istifa eden kişilerin çalışmaya devam ettiğini davalı işyerinde çalışmalar ve üretimde hiçbir küçülme olmaksızın devam ettiğini işverenin bu iş koluna paralel doğal enerji kaynaklarından olan sıcak sudan elektrik üretimi için yeni girişimlerde bulunulduğunu internet sitesinde işçi ve personel arayışına devam ettiğini, bu nedenlerle davacının iş akdinin sendikal örgütlenme nedeni ile haksız olarak feshedildiğini, bu nedenlerle sendikal tazminat için 1 yıldan az olmamak kaydı ile brüt ücretinin, davalıdan alınıp davacıya verilmesine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili şirketin Petrol ve Doğalgaz arama ve üretimi alanında faaliyet gösteren şirketlere sondaj hizmeti verdiğini, müvekkili şirketin çalışma programına göre 2012 yılında 3 petrol arama kulesini çalıştırdığını, davacının bu kulelerde ve kuleye destek sağlayan sahada görevlendirildiğini Trakyada alınan son işin tamamlanması sonucunda yeni iş olmaması nedeni ile 3 arama kulesinden birisinin işine son verildiğini Kasım 2012 yılında kule sayısının 2’ye indiğini 1 kulenin devre dışı kalması nedeni ile gerek kule personelinin gerekse sahada görev yapan teknik personel yönünden istihdam fazlalığı oluştuğu kule personelinin bir kısmının rotasyon uygulanarak bir kısmının da görev yeri değişikliği bildirimi ile müvekkili şirketin Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan diğer çalışma sahalarına gönderildiği müvekkili şirketin Trakya ve diğer sahalarında davacının görevlendirileceği boş pozisyonun bulunmaması nedeni ile başka sahada ya da pozisyonda görevlendirilmediği, esnek çalışma modeli, ücretsiz izin gibi yolların denenmediği iddiasının haksız olduğunu, kulelerin aralıksız 24 saat çalıştığını,yapılan işin özelliği gereği esnek çalışma yapılmasının söz konusu olmadığı, davacının çalışmasına ihtiyaç duyulacak iş olmaması nedeni ile çalışanların tüm haklarının ödendiğini ve mağdur edilmediğini, davacının ve bir kısım işçilerin istihdam fazlası personel olarak iş akdinin feshedilmek durumunda kaldığını akdin sendikal nedenlerle feshedilmediğini, davacının çalıştığı dönemde müvekkilinin bilgisi dahilinde herhangi bir sendikal faaliyetinin olmadığını davacının iddia ettiği gibi Petrol-İş sendikasının çoğunluk sağlayacak sayıda işçi sendika üyesi olmuş ise sendikalı pek çok işçinin halen müvekkili şirkette çalışmaya devam ettiğini bu nedenle iş akdinin sendikal nedenlerle sona erdirildiği iddiasının doğru olmadığını, akdin fesih bildiriminde belirtilen nedenlerle sona erdirildiğini davanın haksız olduğunu reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davalı işverene ait iş yerinde 02/07/2012 tarihinde çalışmaya başladığı ve 11/12/2012 tarihine kadar çalıştığı, davalı işverenin 11/12/2012 tarihli fesih ihtarnamesi ile sondaj departmanı içerisindeki yönetimsel değişikler ve üst yönetim ile birlikte alınan karar gereğince 4857 sayılı yasanın 17 maddesi gereğince davacının iş akdinin feshedildiği, fesih bildiriminin davacıya tebliğ edilmediği, iş akdinin 4857 Sayılı Yasanın 17. maddesine göre işletmesel karar ile işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklandığını davalı işverenin feshin haklı nedenle olduğunu ispatlamakla yükümlü olduğu, her ne kadar davalı işveren davacının iş akdinin iş mahiyetinde azalmaya neden olması ve ortaya çıkan istihdam fazlalığı nedeni ile 03/12/2012 tarihinde alınan işletmesel karar ile işyerinin işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle 4857 Sayılı Kanunun 17. maddesi gereğince haklı nedenle feshedildiğini savunmakta ise de, davalı işverenin işletme gereklerinin feshi geçerli kılması için öncelikle üretimi daraltma uygulamasının kalıcı olması gerektiği ayrıca işveren kararının uygulanması, sözleşmenin feshini objektif olarak gerekli ve kaçınılmaz hale getirmesi gerektiği salt bazı ekonomik güçlüklerin ortaya çıkması feshin gerekli ve kaçınılmaz olduğu göstermeyeceği işçinin çalışma olanağının kesin ve sürekli olarak ortadan kalkmış olması gerektiği bu bağlamda işverenin, işçinin çalışma olanağının sebep ve nasıl ortadan kalktığını, feshe son çare olarak başvurduğunu somut şekilde açıklayıp kanıtlaması gerektiği davalı tarafından boşta kalan kulenin bir ay kadar bir süre için boş kalması sonucunda daraltma uygulamasının kalıcı hale getirdiği ileri sürülmesine rağmen keşif sırasında yapılan teknik incelemede kulelerin çalışma dönemlerinin davalı beyanları ile örtüşmeyip beklemede bulunan kulelerin zaman zaman kullanıldığının, ve iş yerinde yeni işçi alımının davacının iş akdinin sona ermesinden sonra da devam ettiğinin tespit edildiği ayrıca tanık beyanları ile iş yerinde feshe kadar fazla mesai saatlerinde herhangi bir azalmaya gidilmeksizin ve esnek çalışma modeli uygulanmaksızın aynı tempoda mesainin devam etmesi karşısında davacının iş akdinin sona erdirilmesinde davalı işveren tarafından feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı bu nedenler ile davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir nedene dayanmadığı anlaşılmakta isede 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 25. maddesinin 4. bendi gereğince işverenin feshin haklı nedenle yapıldığını ispatlaması gerektiği bunun yanında işe iade davası açmaksızın sadece sendikal tazminat talep eden işçinin de feshin sendikal nedenler ile yapıldığını ispatlamakla yükümlü olduğu her ne kadar davacı taraf iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiğini iddia etmekte isede akdin sendikal nedenle feshedildiğini ispat yükü davacı işçiye ait olup dinlenen davacı tanıklarının ve davalı tanıklarının beyanından davacı tanıklarının halen sendika üyesi olarak çalışmaya devam ettikleri SGK’dan celbedilen dönem bordrolarında fesih tarihinde halen sendika üyesi olan işçilerin çalışmaya devam ettiğinin anlaşılması karşısında davacı tarafın akdin sendikal nedenlerle feshedildiği hususunu ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dava, sendikal tazminat talebini içeren alacak davası olup yerel mahkemece davacıya talep ettiği miktar açıklatılıp eksik harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilmesi hatalıdır. Yapılacak iş davacıdan talep ettiği tazminat miktarı açıklattırılıp eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam etmektir.
2- İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine yasaya uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da Yasada ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde 4773 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ise, işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Yasa ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise, iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikal nedenle fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, davalı işyeri yetkilileri hakkında sendikal hakkın engellenmesi suçundan Tekirdağ 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/399 Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı ve sonucun ne olduğu yönünde dosyada bir bilgi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece kamu davasının sonucunun ne olduğu araştırılıp kesinleşmesiyle birlikte yukarıdaki esaslar dahilinde işverence gerçekleştirilen feshin sendikal nedenle yapılıp yapılmadığı araştırılıp elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.