Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2013/11290 E. 2014/6079 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11290
KARAR NO : 2014/6079
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ : KOCAELİ 3. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2012/385-2013/313

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 16.04.2003-27.09.2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, 05.09.2007 tarihinde terfi ettirilerek İzmit Sanayi Şube Müdürü olarak atandığını, şube müdürü olarak yapılan atamasının verdiği motivasyonla Kocaeli’deki iş çevresindeki müşteri potansiyelini artırmak için inisiyatif kullanıp risk alarak müşteri kazandığını, ancak davalı işverenin, bazı müşteri çekleri üzerine bankanın bloke çek kaşesinin basılması gerekçesi ile davacıya fesihten altı ay önce ağır kınama cezası verdiğini, davacının sorumluluğu altındaki banka personeli tarafından bilgisi dışında daha önce yapılan ipotek işleminin sistemsel çıkışının yapılmaması nedeniyle davacının bu durumu öğrendikten sonra bir hafta içinde sorunu çözdüğünü, ancak işverenin, hem altı ay önceki olayı hem de bu olayı gerekçe göstererek işine son verdiğini, işverenin feshe gerekçe olarak gösterdiği olayların gerçek durumu yansıtmadığını iddia ederek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının eyleminin Personel Yönetmeliği’nin 59/k, 61/a-e ve 62/b maddeleri gereğince geçerli fesih nedeni olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, açık ihbar olmadan durumun davacı tarafından anlaşılmasının olanaklı olmadığı, olayın banka görevlileri O.. C.. ve S.. K.. tarafından davacıdan gizlendiği, davacının olayı öğrendiği 14.06.2012 tarihinden kısa bir süre sonra 20.06.2012 tarihinde kredi borcunun tamamını ödeterek riskin kapanmasını sağladığı, bankanın herhangi bir maddi zarara uğramadığı, görevliler tarafından olayın gizlenmiş olması ve davacı tarafından ihbar olmaksızın fark edilmesinin olanaklı olmaması nedeni ile davacının olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının olayı öğrenmesinden kısa bir süre sonra bankanın zarar görmeyeceği şekilde sorunu çözmüş olması ve bu aşamada banka müfettişlerinin denetime gelmiş olması nedeni ile davacının olayı yetkililerden saklamak gibi bir davranışa giriştiğini söylemenin olanaklı olmadığı, bu nedenle davacının işverenin güvenini sarstığının söylenemeyeceği, kusurlu olmadığı olay nedeni ile sorumlu tutularak sözleşmesinin sonlandırılmasının haklı ve geçerli olmadığı, işverenin feshe son çare olarak başvurmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacının, davalı bankada şube müdürü olarak çalıştığı, aynı bankada yönetici olarak çalışan O.. C..’ın, kredi borcu kapanmadan kaldırılmaması gereken taşınmaz ipoteğini müşteri tarafından borç kapatılmamasına rağmen kaldırdığı ve bu durumu diğer banka çalışanlarından gizlediği, işyeri çalışanı S.. K..’ın şüphelenerek araştırma yaptığı ve ipoteğin kaldırıldığını öğrendiği ve durumu davacıya bildirdiği, davacının bu sorunu görevi ve sorumluluğu gereği ilgili makamlara bildirmesi gerekirken kendince çözüm arayışlarına girdiği ve şikayet üzerine müfettiş incelemesi yapılarak olayın bu şekilde ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
Bankacılık mesleği karşılıklı güven ilişkisine dayanmakla, davacının eylemi nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı, işin yapıldığı yerin banka olması ve davacının konumu dikkate alındığında işverenin güveninin sarsılması nedeniyle iş ilişkisinin devamının davalı işverenden beklenemeyeceği, davacının eylemi neticesinde zarar doğup, doğmamasının bir etkisinin bulunmadığı; buna göre davacının iş sözleşmesinin feshinin en azından geçerli nedene dayandığı kabulüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 298.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 26.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.